30 Eylül 2010 Perşembe

DAMDAN DÜŞEN SİYASETÇİ

Özellikle 1980 darbesinden sonra gençlerin siyasete bakışının değiştiği ve siyasetten uzaklaştığı gerçeğini biliyoruz.

Şahsen 1980 darbesini yaşayan birisi olmasam da, o dönemleri yaşayan bir çok kimseden bu lafları duydum. Ayrıca kendi gözlemlerim de oldu bu konuda. Bir çok arkadaşımın ailesi oğlunu veya kızını siyasetten uzak durması için sık sık tembihlemişlerdir. Onları da anlıyorum aslında, sonuçta çocuklarını koruma iç güdüsüyle hareket ediyorlar.

Türkiyede siyaset, avrupa ülkelerinde ki gibi işlemiyor. Konuya az buçuk müdahil olan insanlar bunu bilirler zaten.

Siyaset kurumu her zaman toplumu yönlendiren mekanizmaların başında gelmiştir. Ama ne enteresandır ki, sürekli de "üçkağıt" mesleği olarak tanımlanmıştır.

"Siyasetçi adamın sözüne güvenilmez" söylemi ülkedeki bütün siyasetçiler için geçerli olmasa da, genel siyasetçilerini ele aldığımızda kesinlikle doğru bir söylem olabilir.

Ama bunun değişmesi gerektiğini de biliyoruz elbette.

Peki bunun için ne yapabiliriz?

Temiz siyasetin egemen olduğu bir toplum yaratmak için kesinlikle ve kesinlikle genç arkadaşlarımızın siyasetle uğraşması gerekmektedir.

CHP eski Gençlik Kolları Genel Başkanı, şuan CHP Parti Meclisi üyesi ve aynı zaman da çok değer verdiğim bir büyüğüm olan sayın Ayhan YALÇINKAYA'nın bu konuda söylemiş olduğu bir söz hiç bir zaman aklımdan çıkmıyor. Şöyle demişti Ankara'daki bir toplantıda; "3 yıllık Genel Başkanlık görevim süresi içerisinde, hayata ve topluma dair öğrendiklerimi, 4er yıldan bitirdiğim 2 üniversite yaşantımda öğrenemedim".

Altınoluk'ta yaşayan bütün genç arkadaşlarımı, ailelerinin değil, kendi siyasi ideolojilerinin dahilinde, kendilerine yakın hissettikleri partide siyaset yapmaya davet ediyorum.

Biz gençler siyaset kurumunun içersinde ne denli çok olursak, ülkenin geleceği de o denli güvende ve akıllı, vatanını milletini gerçekten düşünen insanlara emanet olacaktır.

Bu anlamda Atatürk sözünü de unutmamamız gerekiyor. Ne demişti Büyük Önder; "Cumhuriyeti biz kurduk, onu yüceltecek ve yaşatacak olan sizlersiniz". Yani genç olmak demek, üniversite okumak, Facebookta zaman geçirmek, halı saha maçı yapmaktan ibaret değil. Bunların yanında Atamızın bizlere emanet ettiği Cumhuriyete sahip çıkmak için birşeyler de yapmak gerekiyor.

Siyasi partilerin gençlik kolları her zaman siyaset kurumunun üniversitesi niteliğindedir. En azından içinde bulunduğum ve bundan gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisinde böyle. 18 ila 30 yaşları arasındaki bütün genç arkadaşlarımın bu yaş aralıkları içersinde mensubu oldukları siyasi partinin gençlik kollarında görev alabilirler.

Genç yaşta siyasetle uğraşan arkadaşlarımız, ilerki yaşantılarında da siyasetle uğraşmaya devam edecek olurlarsa, halk deyimiyle "damdan düşen siyasetçi" olmayacaklardır.

Uzun lafın kısası, ülkesini ve milletini gerçekten düşünen genç arkadaşlarımı siyaset yapmaya davet ediyorum. Hangi partiden olduğunuzun inanın hiç bir önemi yok.

Önemli olan "damdan düşen siyasetçi" olmamak ... !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder