5 Temmuz 2011 Salı

KÜRT GERÇEĞİ – EĞLENCE GERÇEĞİ

Türk siyaseti zorlu bir dönemeçten geçiyor. Demokrasinin etrafından dolana
dolana girdiğimiz genel seçimler ve şimdi de siyasal yargı nidaları eşliğinde nur
topu gibi yeni bir sorunumuz daha var. Demokrasi söylemini sadece söylemde
bırakıp eylemsel boyuta geçirmeyende, ileri demokrasi söylemiyle halkı
kandıranda, 12 Eylül’le hesaplaşma adı altında milleti ters köşeye yatıranda,
halk iradesiyle TBMM’ye girmeye hak kazanan CHP’li, MHP’li ve BDP’li
vekillerin meclise girememesinin sorumluluğunu taşıyanda, güzel memleketimin
güzel insanlarının %50 oy vererek yeniden iktidara getirdiği AKP’dir.

Memleket sathında önümüzde ki 3 aylık süreç son derece kritik bir aşamada. Bir
yandan KCK tutuklusu vekillerin serbest bırakılması için direnen ve TBMM’yi
boykot eden BDP, diğer yanda terör örgütü PKK’nın terörist lideri Apo’nun
İmralı’dan sarfettiği ve ortam geren sözleri, bir diğer yandan terör örgütü
PKK’nın Kandil lideri terörist Murat Karayılan’ın da “15 Temmuz son şans”
tehditleri eşliğinde zorlu, dolambaçlı ve gerçekci bir 3 ay bekliyor bizleri..!

12 Haziran seçimleri ne kadar sert geçtiyse, bir o kadar daha sert bir dönem
bekliyor Türkiye’yi bundan sonra ki süreçte. Kürt sorununu çözeceğini ve bunun
için Kürt açılımını başlattığını söyleyen Başbakan Erdoğan, %50’nin verdiği
güç ile Kürt sorununa ne kadar cesaretli, ne kadar azimli, ne kadar gerçekci
bakacak bunu da zaman gösterecek. Başbakan Erdoğan’ın bundan önce ki teorik
cümlelerini hep teori olarak bıraktığını düşünürsek, açıkcası benim hiç ama hiç
umudum yok. Umudum da yok, güvenim de yok. Kürt sorununun çözümü için
önce ABD’yi ikna etmesi gerekecek ki, bu da Başbakan Erdoğan için imkansız.
İmkansız diyorum çünkü; ABD PKK’nın ortadan kalkmasını istemiyor. Bu
konuyu da bilenler biliyor, daha sonra ki yazılarım da detaylandırabilirim…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onun vatandaşları Kürt sorununa ne kadar
mesafeli dururlarsa sorun o kadar büyüyecektir. Kürt halkının taleplerini (haklı-
haksız noktasına değinmiyorum) görmezden gelerek, kötü niyetten arınmamış,
iyi niyetten nasibini almamış şekilde bu olaya bakmak, aymazlık ve aptallıktır!
Kendi iç sorununu, kendi kendisini kandırarak yıllardır sürdüren başka bir ülke
var mıdır onu da bilemiyorum..!

Türkiye artık daha fazla Kürt sorunuyla uğraşmamalıdır. Adına ne dersek
diyelim, Türkiye Cumhuriyeti üzerinde yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarımız
taleplerini görmezden gelemeyiz. Sorunları çözmek için var olan siyasi kurumlar
ise, sorunları daha fazla büyütmekten öteye geçmelidirler.


NEREDE O ESKİ ALTINOLUK YAZLARI


Altınoluk gün geçtikçe büyüyor, gelişiyor ve dünyaya ayak uyduruyor (çalışıyor
en azından) …

1989 yılından beri Altınoluk’ta yaşayan birisi olarak şöyle biraz geriye dönüp
baktığımda ise, Altınoluk yazlarının eskiye nazaran daha eğlencesiz olduğunu
görüyorum. “Eğlence” kelimesini özellikle vurguluyorum, lakin önceden
eğlencenin tadı da vardı, tuzu da..

Altınoluk’a damgasını vuran ve yazları adeta para basan ve eğlencenin hakkını
veren mekanlar vardı. Asparagas (eski adıyla Set Disco), Anatolia Bar, Antique
Bar, Zeytin Bar, Köprü Bar bunlara vereceğimiz birkaç örnek. O zamanlar
ve öncesinde “eğlence” kelimesi o kadar anlamlıydı ki, Barbaros caddesinde
“Barlar sokağı” isimli bir sokak ismi bile vardı. Hoş hala daha var, ama artık o
“Barlar sokağı”nda sadece 1 tane bar var..!

Zaman ilerledikçe hem eğlence kültürümüzü (var olan) yitirmeye başladık,
hemde eğlence kelimesinin kelime anlamı değiştirmek için uğraştıkça
uğraştık. Artık gençler sıradışı ortamlarda sırı dışı olaylara vukuu buldurarak
eğlenebiliyorlar.

Yine şöyle bir zihnimi tazelediğimde, barlar sokağında geceleri kaldırımlarda
oturan gençleri hatırlıyorum, sahillerde yakılan ateşleri hatırlıyorum, daha
samimi ve daha doruklarda eğlenceleri hatırlıyorum. Ya ben o eğlence kültürüne
çok özenmiştim, ya da günümüz eğlence kültürü bana tamamen uzak.

İşletmelerin maruz kaldığı baskılarda eğlence kültürümüzü yitirmemizde önemli
bir etken aslına bakarsanız. Bundan 5-6 yıl öncesine kadar, gece saat 02’ye
kadar olan canlı müzik, artık saatler 00:00’da sona eriyor. Eriyor mu ermiyor mu
orasını tam olarak bilemiyorum tabi ki ama yaptırım bu şekilde.

Yazlık tatil bölgeleri için bu tür uygulamalar ise eğlenmeye ve bütün bir kışın
yorgunluğunu atmaya gelen vatandaşları mutsuz ediyor. Onların mutlu olmaları,
başkalarını mutsuz etmediği sürece bu tür yaptırımlar konusunda gerek valilik
gerek kaymakamlık (bu konuda yetki onlarda) biraz daha esnek davranmalıdır.
Bodrum, Kuşadası, Marmaris’te gece 04’e kadar süren eğlence neden
Altınoluk’ta, Akçay’da 00:00’da sona eriyor bunun tatminkar bir açıklaması
olmalı muhakkak.

Bildiğim kadarıyla; Bodrum’da, Altınoluk’ta Türkiye Cumhuriyet’i sınırları
içerisinde..!

1 yorum:

  1. AYNI EĞLENCENİN HAKINI VEREN ASPARAGAS ŞİMDİ YENİ YERİNDE AKÇAY ALTINKUM DA HİZMETİNİZDEDİR

    YanıtlaSil