30 Mart 2012 Cuma

NASIL BİR İLÇE BAŞKANI OLMALI…

CHP’nin Balıkesir örgütlerinde seçim heyecanı geçtiğimiz hafta başladı. Cumartesi günü Gömeç kongresi yapılırken ertesi günde Burhaniye örgütü kazasız belasız seçimini gerçekleştirdi.
Balıkesir’de CHP’li kime sorarsanız sorun, en merakla beklediği seçimlerden birisi Edremit’te yapılan olacaktır.

Şuan itibariyle iki kişi adaylığını açıklamış durumda. Bunlardan birisi Kaya Yağcı, diğeri ise Yurt Yıldırım. Mevcut ilçe başkanı Necmi Dönmez’de önümüzde ki günlerde muhtemelen adaylık açıklamasını yapacaktır.

Benim merak ettiğim konu, CHP’nin Edremit örgütüne kimin başkan seçileceğinden çok, bu vasfı yerine getirip getiremeyecek birisinin seçilip seçilemeyeceği.

Yoksa öyle veya böyle birisi ilçe başkanı olacak. Ama vasıfları ne olacak?...

Siyasi kimliği olacak mı olmayacak mı?

Liderlik vasfı var mı yok mu?

Seçildiği takdirde belediye başkanları “otur” dediği zaman oturacak, “kalk” dediği zaman kalkacak mı kalkmayacak mı?

Masaya yumruğunu vurduğunda ses getirecek mi getirmeyecek mi?

Partiyi ileriye götürme adına neler yapacak, var olan potansiyeli de yerin dibine batıracak mı batırmayacak mı?

Bu cak-lar ve cek-ler uzar gider…

15 Nisan günü seçilecek ilçe başkanının işi mevcut ilçe başkanından ve ondan önceki başkanlardan daha da zor olacak. Balıkesir’in Büyükşehir olması konusu almış başını giderken, olası bir durumda beldeler kapanıp Edremit’e bağlandığı takdirde karışacak çadırı toparlayacak, partinin sağa sola savrulmasını önleyecek birisinin ilçe başkanı olması gerekiyor. Yoksa belediye başkanlarının güdümünde birisi seçilecekse, CHP Edremit’te tarihinin en büyük hezeyanlarından birisini yaşayabilir.

CHP’nin ilçe başkanlığı seçimlerine ilişkin merak ettiğim bir diğer konu aday olan isimlerin ne amaçla aday oldukları…

Egolarını tatmin etmek için mi?

CHP gibi marka bir partinin ilçe başkanı sıfatında olmak adına mı?

Laf olsun torba dolsun zihniyetine mensup oldukları için mi?

Belediye başkanlarından direktif aldıklarından dolayı mı?

Yoksa memleketin, partinin ve çocuklarının geleceğini düşündükleri için mi?

Bende merak uyandıran asıl konu bu.

Bostan korkuluğunu da koysanız CHP’ye veya herhangi bir partiye ilçe başkanlığı yapabilir. 15 günde bir parti binasında toplantı yapmakla, STK ve DTÖ’lerin eylemlerine destek vermekle, Çanakkale’ye, Havran’a, Ayvalık’a gezi düzenlemekle, kurultay olduğunda amaçsızca (!) Ankara’ya gidip gelmekle ilçe başkanlığı yapılmayacağının farkındalardır diye düşünüyorum!

CHP’nin iktidarda olduğu beldelerin kapatıldığını ve mevcut belediye başkanlarının ve dışarıdan aday olacak birkaç ismin Edremit’e talip olduklarında ortaya çıkacak hengameyi bir düşünsenize… (Ouvv çok sert!)

Bunun altından kalkacak ilçe başkanında mangal gibi bir yürek, belediye başkanlarının güdümünde olmayan bir karakter ve partinin tabanını dinleyen bir kulak olması gerekecek.

Bekleyip göreceğiz bakalım…

CHP Edremit’in yeni seçilecek ilçe başkanı umarım belediye başkanlarının güdümünde değil, tabanının direktiflerini hayata geçiren karakterde birisi olur. O kişi kim olursa olsun benim gönlüm onunla olacak.

Ve inanın; CHP içinde, Edremit içinde en hayırlısı bu olacaktır.

Not: Geçtiğimiz gün Ayvalık’ta KESK’e yapılan müdahaleden haberiniz vardır diye düşünüyorum. Ankara’ya gitmek isteyen sendika üyelerine polis izin vermiyor. Günümüz dünyasında Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşanan hadiseye bakar mısınız?! Vatandaşın seyahat etme hakkı elinden alınıyor!

Dipnot: Yaklaşık 1 aydır neden köşe yazmadığım sorularına cevap olarak; Önce Körfez gazetesinin Altınoluk temsilciliğinden, Edremit bürosuna transfer oldum. (Çok havalı!) Burada ki yoğun işleyişin oturması ve olaylara adapte olma adına kısa bir ara verdim. Bilginize…

2 Mart 2012 Cuma

BELEDİYE BAŞKANI OLMAK...

Belediye Başkanlarına çoğu zaman üzülüyorum biliyor musunuz?... Evet evet, üzülüyorum. Ne yaparlarsa yapsınlar, ağızlarıyla kuş bile tutsalar kimseye yaranamıyorlar. Yarandıkları birileri mutlaka olsa da, onlarda zaten kendilerinin yalakası olduğu için pek bir önemi kalmıyor.

Örneğin bizim burada ki belediye başkanlarını ele alalım. Partisinin içerisinde bin bir fırtına tufan geçirerek adaylıklarını koyuyorlar. Sonra başlıyor seçim takvimi, koşturmaca, terlemece, yaranmaca! O rakip öyle bu rakip böyle derken bir bakıyorsunuz seçime bir hafta kalmış. Yaptığınız çalışmaların hepsini bir kere daha gözden geçiriyor, en kritik noktalara son hamlelerinizi gerçekleştiriyorsunuz. Yakaladığınız balıklarla yetinmiyor, biraz daha fazlasını istiyorsunuz. Bu sırada sizinle beraber çalışacak olan ekibi de hazırlamaya koyuluyorsunuz.

Gün geldi çattı ve seçildiniz…

Başkanı olduğunuz yerleşim yerinde dolaşırken ne kadar yalnız olduğunuzu hissediyor. Evet, öyle etraflarının yalakalarla dolu olduğuna, her daim şen şakrar olduklarına bakmayın. Belediye Başkanları yalnız adamlardır. Yalnız oldukları kadar egolarına düşkündürler. Salona girdiklerinde ayağa kalkmayan birisini görsünler, mıh gibi yazılır kafalarına. Sokakta yürürken vatandaşın birisi selam vermesin, o gece uyuyamazlar.

Belediye başkanı olmak zor zanaattır vesselam… Herkese şirin görünmeye, herkesi memnun etmeye kendilerini mecbur hissederler. Belediyeye işçi alınacağı zaman kimi nasıl seçsem de herkese eşit olsam diye saçlarını beyazlatır, mahallenin birine hizmet götürürken diğerini ihmal etmemek için tırnaklarını yerler. Geçmiş dönemin borçları belediye başkanları için her zaman en baba söylem kaynağıdır. Belediye’de çalışan personelin açıklarını kapatmakta, futbol takımının hücuma dayalı oynamamasının sitemi de her zaman belediye başkanına gider.

Her açılışta görünmek, görünemiyorsa çiçek göndermek belediye başkanlarının asli görevlerinden birisidir… Hastası olanın yanında, cenazesi olanın evinde, askere gidenin selamında, borcu olanın cebinde olan adamdır belediye başkanı. Bağlı oldukları siyasi partinin ideolojisine uygun hizmet götürmek her zaman fena halde terletmiştir başkanları. Seçildikleri andan itibaren çıkarttıkları rozetlerini tekrar takmamak için derelerden su getirir, olmayacak işlerle makamlarına gelen insanları susuz gönderirler.

Velhasıl çokta özenilecek bir mevzu değildir belediye başkanı olmak. Günümüz şartların iktidar partisinden bu görevi üstlenmiyorsanız şayet, kesinlikle kıyısından bile geçmemeniz gerekir!

Önümüzde ki süreçte Edremit’e bağlı beldelerin kapatılacağı ve ilçeye bağlanacağı konusu aldı başını gidiyor. Muhtemelen gerçekleşecek bu olayın akabinde karışacak çatırda hayatta kalan (!) insanda Edremit’in belediye başkan adayı olacaktır. Şimdiden birçoğu pusuya yatmış ve hamlesini yapmak için hazır kıta bekliyordur. Bu sürecin sonucunda kim kazanacak kim kaybedecek bilmiyorum ama umarım kaybeden partileri olmasın.

Not: Geçtiğimiz Çarşamba günü Edremit Cumhuriyet Meydanı’nda Eğitim İş ve Eğitim Sen temsilciliklerinin “4+4+4” olarak tabir edilen yeni eğitim sistemine karşı basın açıklamaları vardı. Koskoca Edremit’te oraya toplanan bir avuç kalabalığı kutluyor, kendisini solcu ve iktidara muhalefet olarak görenlere ise yuh olsun diyorum!

Dipnot: Siyasi zeminini şahsi çıkarlar üzerine kuran siyasiler bir gün bu arenadan silinip gideceklerdir. Önemli olan; yanlarında kimleri götürecekleridir…