31 Aralık 2012 Pazartesi

HEYECANLI BİR MİLLETVEKİLİ...

Kendisini yaklaşık 3 sene önce GÜMÇED’in Akçay’da düzenlediği bir panelde görmüştüm. O zamanlar CHP Balıkesir İl Genel Meclis Başkanvekili görevindeydi. Genel seçim sürecinde adaylığını açıkladığında pek ihtimal vermemiştim ama kendisi birinci sıradan milletvekili adayı olarak çoğu kişiyi şaşırttı.

Genel seçimler sonrasında yapılan performans ölçümlerinde, TBMM’nin en çalışkan milletvekillerinden birisi olduğunu öğrendik. Tarih öğretmenliği serüveninden avukatlık yıllarına kadar epey meşakkatli yollardan geçtiğini belirtiyor.

Namık Havutça’dan bahsediyorum. Geçtiğimiz hafta Balıkesir İl Başkanlığı’nda kendisiyle bir röportaj gerçekleştirdim. Röportajın ana konusunu Altınoluk oluşturdu. Altınoluk’un neden ilçe olamadığını ve daha birçok soruyu sordum. Hepsine içtenlikle ve samimi cevaplar verdi. Bende yarattığı en büyük etki ise; fevkalade enerjik birisi.

Günün 16 saatini yurttaşları ile geçirdiğini, ailesine düşündüğünden daha az zaman ayırabildiğini söyledi. Bundan hiç pişman olmadığını da ekledi arkasından; söz konusu vatan ise, çalışmak zorundayız diyerek hatiplik yeteneğini de göstermiş oldu.

Yapmış olduğu siyaset kimilerine göre samimi ve gerçekçi gelmese de, Bandırma merkez ve Balıkesir’in köylerinde büyük bir destek gördüğü ortada. Bunu nereden çıkardığımı soracak olursanız; röportaj için kendisini beklerken, parti binasında köylülerle konuşma fırsatım oldu. Namık Havutça ile ilgili düşüncelerini sorduğumda, birkaçı haricinde hepsi memnuniyetini dile getirdi.


Röportajın arasına, sorduğum soruların haricinde ufak notlar da eklemeyi ihmal etmedi Havutça. Hoşuma gitti. Bir siyasetçinin dikkat etmesi gereken konuların hepsi üzerinde büyük bir titizlikle durduğu söylemlerinden ortaya çıkıyordu zaten.

Önümüzde bir yerel seçim olduğunu, Balıkesir’de ilk defa büyükşehir mantığı ile seçime gireceklerini ve bu konuda geçmiş tecrübeleri olan İzmir ve Eskişehir gibi örgütlerden destek almaları gerektiğini belirtti. Akıllıca geldi. Bu sefer her şeyin çok farklı olacağına inanıyor Namık Havutça. CHP’nin Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ni kazanacağını söylüyor. Hatta daha ileriye giderek, CHP’nin ilçelerde de büyük bir hâkimiyet kuracağına inandığını belirtiyor. Bunları hayata geçirmek için tek yolun birlik ve beraberlikten geçtiğini söylüyor. Bu seçimde birbirleriyle değil, rakip partilerle uğraşacaklarını anlatıyor. Dinlemesi güzeldi Havutça’yı… Söylemlerinin hemen hepsi bende karşılık bulmasa bile bir gazeteci olarak istediğimi bana verdi. Önemli olanda buydu zaten. Ben gazeteci gibi sorularımı sordum, o da siyasetçi gibi cevaplarını verdi. Yeri geldi sorumun kenarından kıvırdı, yeri geldi hakimiyeti eline aldı, yeri geldi dobra bir şekilde cevapladı.

Röportajın sonuna eklediği not ise epeyce dikkatimi çekti; Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın ile yaptığı görüşmede, CHP oylarının Balıkesir merkezde %10, ilçelerde daha da fazla arttığını belirtti. Yapılan anketler seçimlerde karşılık bulursa gayet güzel.

Not: CHP Balıkesir Milletvekili Namık Havutça ile gerçekleştirdiğim röportajı önümüzde ki hafta Kuzey Ege Gazetesinde okuyabilirsiniz.

Dipnot: 24 yıldır Altınoluk’ta yaşayıp defalarca Balıkesir’e gitmeme rağmen şu memlekete bir türlü alışamadım. Havasından mıdır suyundan mıdır bilmiyorum ama; hep bir kasvet, bürokrasi ve yalnızlık kokuyor.

22 Aralık 2012 Cumartesi

HEPİMİZ AYNI RÜYAYI GÖRDÜK

Sizce Altınoluk’ta yaşayan bütün insanlar aynı anda ve aynı saat dilimlerinde aynı rüyayı görebilirler mi? Bunu böyle söyleyince biraz saçma ve imkânsız geliyor olabilir. Nitekim öyle bir siyasi parti tarafından yönetiliyoruz ki; aynı anda aynı rüyayı görmemize bile sebep oldular…

Yazının girişini okuyanlar “ne diyor bu çocuk” diyebilirler. Demek istediğim şudur; “Altınoluk ilçe oldu” söylemi içerisinde bütün ahali iki gün boyunca aynı rüyayı gördük…

Hatta durum bir ara o kadar sarpa sardı ki, akşam yattığımızda mahalle, sabah kalktığımızda belde olarak kalıyorduk, ertesi gün yattığımızda ilçe olmamız kesinleşiyor, sabaha uyandığımızda tekrar mahalle oluşumuz yüzümüze vuruluyordu.

Ben bir ara korkmaya da başladım açıkçasını söylemek gerekirse. Bu adamlar bu gidişle bizi Midilli’ye bağlayıp kurtulacaklar diye de düşünmedim değil hani…

Düşünebiliyor musunuz; büyükşehir tasarısı içerisinde kurulması planlanan 24 yeni ilçeden (Altınoluk’ta bunların içerisinde!) sadece Altınoluk liste dışı kalıyor. Altınoluk’u listenin dışarısında bırakmalarının ardından, 7–8 yeni ilçe kurulması yönünde de karar alıyorlar. E adamlar da haklı aslına bakarsanız… 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında 5 bin insan yürüyüş yaparsan, Cumhuriyet değerlerinin hatırlandığı günlerde ciddi ve potansiyeli olan etkinlikler yaparsan, 6 Mayıs’ı dimdik, 24 Ocak’ı metanetli, 2 Temmuz’u birlik içerisinde anarsan, adamlarında en doğal hakkıdır seni ilçe yapmamak…!

Velhasıl; öyle oldu böyle oldu, az gitti uz gitti derken nüfusu kışın 20 bin, yazın 350 bin sınırını aşan, bankaları, okulları, alt ve üst yapısı ve şehirleşme derecesi ile güzelim Altınoluk mahalle oluyor!

İnsan bu durumu biraz yadırgıyor değil mi? Bunu kendimize itiraf etmeliyiz…

Annesi ve babası tarafından eve alınmayan yaramaz bir çocuk gibi hissettik kendimizi Altınoluk’ta yaşayan insanlar olarak. Durumun buralara kadar gelmesinde, Altınoluk ve Altınoluk’ta yaşayan insanlarla böylesine alay edilmesinin de siyasi bir karşılığı olacaktır elbette. En azından ben böyle düşünüyor ve böyle olmasını temenni ediyorum.

Siyaseti fazlası ile bilen ve kendisine meslek edinme yolunda hızla ilerleyen AKP’nin çok değerli kurmayları, akıllarınca Altınoluk’u piyon olarak kullanıp, CHP’yi körfezde birbirine düşürmeye kalksalar da, ne hikmettir ki yemedi ve tutmadı!

23 yıldır Altınoluk’ta yaşayan ve yaşına göre uzun zamandır siyasetin içerisinde olan birisi olarak gördüğüm ise; uygulanmaya çalışılan ama tutmayan bu plan ile CHP’nin körfezdeki siyasi aktörleri birbirlerine çok güçlü şekilde kenetlenmiştir. AKP baltayı bu sefer taşa öyle bir vurmuştur ki, onun “zınnn” lamasıyla Edremit Belediyesi kendileri için bir hayal olarak kalacak gibi gözüküyor.

Not: Altınoluk’un ilçe olamamasında AKP’nin kurnaz siyasetçileri kadar CHP içerisinde güçlü konumlarda bulunup Altınoluk’un çıkar ve menfaatlerini korumayanlar da muktedirler. Günü geldiğinde, siyaseten elbette kendilerinden de hesap sorulacaktır diye düşünüyorum.

Dipnot: Her kötü olaya iyi yönünden bakmayı seviyorum. Geçtiğimiz günlerde büyükşehir tasarısı ile ilgili bir araştırma yaparken, Altınoluk Belediyesi’nin kapanmasının ardından Altınoluk’un Türkiye genelinde ki en büyük mahalle olacağını öğrendim.

Vay anasına sayın seyirciler!

5 Aralık 2012 Çarşamba

BİLİYORUM, SİZDE EN AZ BİZİM KADAR HEYECANLISINIZ…

“Neden Kuzey Ege?” diye sorduğumda verdiği cevap bile beni heyecanlandırmaya yetti aslında. Sevdiğin, hatta âşık olduğun bir işi, işin ehlinden öğrenme isteği farklı bir heyecan yarattı. Yıllarını bu işe vermiş, saçını bu işin mutfağında ağrıtmış bir insandan öğrenilecek çok şey olduğuna inandım. İnternette yaptığım ufak bir araştırma bile Orhan Doruk isminin ne kadar “kaliteli” olduğunu göstermeye yetti bana. Ve dedim ki kendime; oğlum Okay, sen bu adamdan çok şey öğreneceksin!

Kuzey Ege Gazetesi, şimdilik haftalık, yakın zamanda günlük olarak sizlerle buluşacak olan bir gazete. Orhan Doruk ve gazetenin imtiyaz sahibi Ümit Yeğinoğlu bu gazeteyi her hafta rutin olarak okurlarıyla buluşan “ajans gazetesi”nden öteye geçirme adına inanılmaz beyin yoruyor, ciddi fedakârlıklar yapıyor. Gazetenin imtiyaz sahibi Ümit Yeğinoğlu’nun gösterdiği fedakârlığı ise, kolay kolay her baba yiğit gösteremez diye düşünüyorum. Orhan Doruk gibi bir ismi gazetenin başında olması konusuna ikna etmek bile ciddi bir özveri ve fedakârlık gerektiriyor. Kuzey Ege’nin mutfağında yer alan diğer isimler; Cenk Yurdakan, Vedat Kocatürk, Kazım Çetintaş ve Merdiye Çekirdekli büyük bir heyecan ve zevkle işlerini yapıyorlar.

Kuzey Ege Gazetesi’ndeki ilk yazımda, içimin kıpır kıpır olmasını sağlayan bu gazetenin emekçileriyle başlangıç yapmak istedim. Yakın bir zamanda Altınoluk’un gündemini de belirleyecek olan bu gazete, birilerinin çıkarları için değil, halkın menfaatleri doğrultusunda, tertemiz (!) şekilde sizlerin karşısında olacak. Esnafın derdine de ortak olacağız, mahallede ki düğünün mutluluğuna da… Altınoluk’ta yaşayan insanların acı ve tatlı gününde yanlarında olacak, bir gazeteden öte, düşündüğünüzden fazla bir vizyon ve misyona sahip bir gazete okuyacaksınız.

Biliyorum, sizde en az bizim kadar heyecanlısınız…