31 Temmuz 2013 Çarşamba

CHP ÜZERİNE BA(Ğ)ZI ŞEYLER…

Altınoluk, Körfez siyasetine yön veren en önemli yerleşim yeri olmaya devam ediyor. En son Edremit Ticaret Odası (ETO) seçimlerinde de bunu net bir şekilde gösterdi. Altınoluk delegasyonunun ağırlığını koyması ve CHP yönetimlerinin işin içerisine girmesiyle (!) 12-0 gibi ezici bir hezimet yaşandı. Bilenleriniz biliyor…

Şu sıralar hangi CHP’liyle görüşseniz Edremit’i “çantada keklik” görüyor. Hemen hepsinin dillerinden şöyle sözler duyuyoruz;

- Edremit genelindeki sermaye sahipleri CHP’nin iktidarını istiyor. Bu seçimin kaybedilme ihtimali dahi yok.

- ETO seçimlerinde aldığımız zafer, Edremit için işimizi fevkalade kolaylaştırıyor.

- Aday adayı bolluğu yaşanan bir partiyiz. Kim aday gösterilirse gösterilsin, herkes dimdik arkasında duracak ve Edremit’e CHP’nin bayrağını dikeceğiz!

- AKP ve MHP bırak belediye başkan adayını, meclis üyeliği için bile isim bulmakta zorluk çekiyor. Sıkıntı yapma panpa!

- Altınoluk, Güre, Akçay ve Zeytinli CHP’li belediyeye sahip. Buna Edremit merkezinde ki ciddi oy artışını da eklediğimizde ETO seçimleri gibi tarihi bir galibiyet alacağız. Edremit’teki seçimler, CHP’nin tarihine geçecek, isimlerimiz altın harflerle yazılacak.

Breh, breh, breh… Baksanıza yahu CHP’lilerin söylemlerine, atı alıp Üsküdar’ı geçmişler bile… (!)

Bunu söyleyen CHP’li yönetici ve partili hanımefendilere ve beyefendilere, naçizane görüşlerim olarak şu gibi şeyler söylemek istiyorum;

- Edremit genelinde ki sermaye sahipleri eğer gerçekten CHP’nin iktidarını istiyorlar ise, siz o seçimi kaybedin, hatta 1 tane bile meclis üyesi çıkartamayın! Seçim meydanlarında “sermaye karşıtı” söylemler söyleyip, duvarın arkasında “sermaye” ile el ele veriyorsanız olmaz olsun sizin halkçılığınız, olmaz olsun solculuğunuz!

- ETO seçimlerinde alınan sonuç gerçekten büyük bir zaferdir. Bu hem kabul edilmesi hem de kutlanılması gereken bir durum. Fakat; Edremit’in Tuzcumurat mahallesindeki Ahmet ağabeyin, Akçay’ın Cumhuriyet Mahallesi’ndeki Hanife teyzenin, Güre’nin İskele Mahallesi’ndeki Mahmut amcanın ve Altınoluk Küçüksu Mahallesi’ndeki Şerife teyzenin Edremit Ticaret Odası’yla bir bağlantısı olmadığını da unutmayın…

- Aday adaylarında bolluk yaşanması, parti içerisinde demokrasinin (?) olduğunu gösteriyor. Bu halinizle, hem AKP hem de MHP’ye fark atıyorsunuz, eyvallah… Lakin; CHP’nin tarihinde hep “kuyu kazma” olmuştur. Bunu yapanlar gerçekten Cumhuriyet Halk Partisi’nin görüş ve düşüncelerini savunan kişiler midir bunu tartışabiliriz. “Harbiden” CHP’li olan aday adaylarının zaten aday gösterilecek kişiye saygı duyacağına ve arkasında dim dik duracağına dair bir şüphe taşımıyorum.

- “Ben sıkıntı yapmıyorum panba, sende sıkıntı yapma!” demek istiyorum… AKP ve MHP’nin belediye başkanlığı ve meclis üyeliği için aday adayı çıkartma da sıkıntı yaşayacağını da hiç sanmıyorum. Bu iki partinin işleyişinde “biat etme” kültürü olduğu için elbet yukarılardan bir yerlerden mesaj bekliyor olabilirler. CHP; AKP ve MHP’ye göre “demokrasiyi” biraz daha kavrayabilmiş bir yapı da olduğu için, rakiplerine oranlar “kat be kat” fazla aday çıkartması olağan bir durum…

- CHP’yi Edremit’te seçime götürecek olan kadro, eğer gerçekten Altınoluk, Güre, Akçay, Zeytinli ve Edremit merkezindeki oy oranları ve buralardaki belediyelerin CHP’li olmasıyla seçimin kazanılacağını düşünüyor ise; vay bu CHP’nin Kadın Kolları’nda “hiçbir çıkarları” olmadan koşturan o kadınlara!

Velhasıl; Cumhuriyet Halk Partisi, Edremit tarihinde hiç olmadığı kadar seçimi kazanmaya yakın duruma gelmiştir. Belde ve ilçe yöneticileri ile belediye başkanlarına ve Edremit’e talip aday adaylarına büyük bir sorumluluk düşmektedir.

Ve umarım kendileriyle baş başa kaldıklarında aynaya bakıp şu soruyu sorabilirler; “benim kişisel hırsım, egom ve koltuk sevdam, bu memleketin gariban çocuklarının hayallerinden acaba daha mı büyük?”…

İNSANLIK İÇİN KÜÇÜK, ÖRKÇÜ İÇİN BÜYÜK BİR ADIM

Siyaset üzerine yazı yazmayı gerçekten seviyorum. Kimi zaman düşüncelerimizde yanılabiliyor, kimi zaman yanlış tespitler de bulunabiliyor, kimi zaman da istemeden birilerinin kalbini kırabiliyoruz. Yine de siyasetin ve siyasetle uğraşan insanların “güzel?” insanlar olduğunu düşünüyorum. Kime ve neye göre olduklarını da elbette tartışabiliriz…

Siyaset arenasının dedikodu kazanı ise şu sıralar harikulade kaynar vaziyette…

O kazana atılan en son iddia ise, son derece ciddi olduğuna inandığım bir kaynaktan geliyor.

AKP Altınoluk Belde Başkanı Sayın Metin Örkçü’nün Edremit Belediye Başkanlığına aday olduğu iddiaları… Altınoluk ve Körfez kamuoyu muhtemelen bu haberi ilk önce yazımda okuyacak. Ve Sayın Örkçü içinde dedikodu kazanı kaynamaya başlayacak.

Sayın Örkçü’nün düşüncelerinin ve entelektüel yapısının mensubu olduğu AKP’ye oranla son derece “zıt” olduğunu düşündüğümü defalarca bu köşe de dile getirmiştim. Aynı şeyleri tekrar söylüyorum…

Ve eğer iddia doğru ise, Sayın Örkçü’nün işi gerçekten çok zor. En ciddi rakibi CHP’nin adaylarını “alt” etmenin ötesinde, parti içerisindeki yapıyı “alt” edip “aday” konuma gelmesi gerekecek.

Ne diyelim, şansı bol olsun…

“OĞULA İYİ BAKIN OĞUL”…

Geçtiğimiz hafta Altınoluk Belediye Başkanı Sayın Hasan Özpolat’ın annesi Haney Özpolat vefat etti. Vefat haberini duyar duymaz Sayın Başkana başsağlığı mesajı gönderdim. Kendisi de hemen yanıt verdi.

Haney anneyi birkaç defa görmüşlüğüm var. “Anadolu kadını” denilen o duruşu gözlerinden anlayabileceğiniz birisiydi. Kendisiyle bir defa sohbet etme imkânım oldu. CHP Altınoluk Kadın Kollarının düzenlediği “anneler günü” yemeğiydi yanlış hatırlamıyorsam. O sıralar belediye de görevli olduğumu öğrenince bana şöyle demişti; “oğula iyi bakın oğul”… Neden öyle dediğini hiç anlayamasam da, dilinden düşen o sözcüklerde bile mağrur bir yüreği olduğunu gösterdiğini düşünüyorum.

Annelerine ne kadar bağlı insanlar olduklarını bildiğim Sayın Başkan’a, kardeşi Ahmet Özpolat’a ve ailesine bir kere daha metanet diliyorum.

Yeryüzündeki tüm anneler gibi seninde mekânın cennet olsun Haney anne…

SİYASET VE SİYASETÇİ ÜZERİNE

Bence siyaset şöyle olmalı, siyasetçi şunları yapmalıdır;

• Eleştirildiğinde “olgunlukla” karşılayabilmeli.

• Vatandaşa karşı sinirli duruşunu “sükûnet” e bırakabilmeli.

“Demokrasi” sözcüğünü bir sözcük olmaktan ileriye taşımayı hedeflemeli.

“Özgürlük” kavramının sınırlarını sürekli genişletmeye çalışmalı.

“Seçim öncesi” başka “sonrası” başka olmamalı.

“Halka hizmet” sözünün aslında “hak’ka hizmet” olduğunu bilmeli.

• Kişisel hırs ve egoların önüne “memleketin geleceği”ni koyabilmeli.

• Hata yaptığında “hatalı” olduğunu kabul edebilmeli.

“Özür” dilemenin insanlık için “onurlu” bir duruş olduğunu bilebilmeli.

• Yola çıktıklarını “yolda bulduklarına” değişmemeli.

“Günü kurtarma” adına ideolojisine “ihanet” etmemeli.

• İnandığı değerleri “siyasi malzeme” haline getirmemeli.

İNSAN NEDEN BELEDİYE BAŞKANI OLMAK İSTER?

Bir insan neden belediye başkanı veya meclis üyesi olmayı ister?…

Bu soru son günlerde beynimi en çok kurcalayan sorularda TOP 1’de kendisine yer edinmiş durumda.

Vatandaşa hizmet götürmek için mi? Egosunu tatmin etmek için mi?

Yaşadığı şehri “yaşanılabilir” bir kent haline getirmek için mi? Yaşadığı şehrin “en söz sahibi” insanı olmak için mi?

Bir ortama girdiğinde ortamda ki herkes ona saygı göstersin diye mi? Bir ortama girdiğinde ortamdaki herkese saygı göstermek için mi?

Kişisel menfaatlerini daha da yukarılara taşımak için mi? Halkının menfaatlerine göz dikenlerin karşısında siper olmak için mi?

Bu soru işaretlerini daha da uzatabiliriz elbette…

Şaka maka bir tarafa, aylık geliri en az 5.000 en fazla 50.000 TL olan bir şahs-ı muhterem ne diye başkanlık veya meclis üyeliği ister ki? O kadar işin gücün arasında bir ton dert ve sıkıntıyla neden uğraşma gayretinin içerisine girer?

Ya bizim memleketteki siyasi hedefi olan insanların “memleket” ve “vatandaş” aşkının dozajı çok yüksek, ya da bu makamların getirdiği “çıkar” dozajında bir ayarsızlık var.

KEYMAN… (LAFLARA BAK!)

Altınoluk’taki siyasi partilerin “kilit” adamları bence şu isimler;

Cumhuriyet Halk Partisi: Deniz Onur Özcan

Adalet ve Kalkınma Partisi: Metin Örkçü

Milliyetçi Hareket Partisi: Sinan Başaran

İşçi Partisi: Hüseyin Özdemir

NOT: Twitter'dan takip etmek için: twitter.com/@okyondr

24 Temmuz 2013 Çarşamba

BU HABERİ YAPARKEN İÇİM SIZLADI

Altınoluk Avcılar Köyü’nde 16 yaşındaki zihinsel engelli kızı 44 gün boyunca alıkoyarak tecavüz ettikleri iddiasıyla yakalanan 3 zanlıdan ikisi geçtiğimiz günlerde cezaevine gönderildi. Zihinsel engelli kızın ikinci ifadesinde babasıyla ilgili söyledikleri savcıyı tekrar harekete geçirirken işin içinde babanın da olduğu anlaşıldı. Yakalama kararı çıkartılan babada (olmaz olsun öyle baba) şuan cezaevinde.

Haberi ilk ortaya çıkartan ve ülke gündemine taşıyan gazete Haber İDA oldu. Olayı duyar duymaz Altınoluk Jandarmasından kesin bilgi almamla beraber aynı gün içerisinde 3 zanlının da karakol önünde fotoğraflarını çektim. Olayın yaygın basına da taşınması adına haberi ve fotoğrafları bazı ajans muhabiri arkadaşlarımla paylaştım.

Haber bizim açımızdan önemli bir habercilik başarısı olsa da ben olaya böyle bakamıyorum. 16 yaşındaki zihinsel engelli bir kızın 44 gün boyunca alıkonarak tecavüze uğradığının iddiası bile bence en bomba haberden daha önemli ve daha yürek burkan bir hadise.

Toplum vicdanı bu ve benzeri olaylarla inanın büyük yara alıyor. “Memleket nereye gidiyor” diye sorar hale geliyoruz. Neresinden bakarsanız bakın alçakça, iğrenç ve mide bulandıran bir olay. Böyle bir olayın Altınoluk’ta yaşanması bizleri daha da üzen bir ayrıntı olarak hafızalarımızda yer ediniyor.

Olayın peşini bırakmayan ve zanlıları tutuklatarak cezaevine gönderen savcı beyi ve başarılı bir operasyonla zanlıları yakalayan Altınoluk Jandarma personelini Altınoluk halkı adına kutlamak istiyorum.

ADNAN İNCİ’DEN “İNCİLER”…

Edremit’e belediye başkanı aday adayı olan isimler arasında en renkli olanı Sayın Adnan İnci olacak gibi görünüyor. Aday adaylığını açıkladığı ilk günden itibaren gerek sosyal medya gerekse diğer siyasi çalışmalarla rakipleriyle arasındaki farkı kapatmaya çalışıyor.

Geçtiğimiz gün Facebook’ta ve Twitter’da Sayın Adnan İnci’nin bazı paylaşımlarını gördüm. Ramazan ayı dolayısıyla bir tarafta kendisinin diğer tarafta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in fotoğraflarının yer aldığı görsel bir çalışma hazırlamışlar.

Fotoğrafları görür görmez ilk aklıma gelen şeyleri ve dahasını paylaşmak istiyorum;

• Adaylık süreci içerisinde hazırlanacak görsellerde partinin genel başkanıyla yan yana fotoğraflar yayımlamak adettendir, bunu anlayabiliyorum. Bir tarafta Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafı yer alırken diğer tarafta neden sadece Gürsel Tekin?

• Anladığım kadarıyla aday adaylığı sürecinde Sayın Adnan İnci için gizli özne Gürsel Tekin olacak. Her dönem adaylar genel merkezle olan bağlarını güçlü kılmak ve bunu parti tabanına göstermek adına benzeri çalışmaları yapmışlardır ama bu seferki beni biraz şaşırttı.

• Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin ile olan ramazan ayı fotoğraflarını sosyal medyada paylaşılmasını anladım, bunu billboardlarda yayımlamayı da anladım fakat bu billboardların önünde fotoğraf çektirip paylaşmaktaki amaç nedir bunu anlayamadım.

• Belediye Başkanlığına aday birisi olarak sosyal medyayı aktif kullanmak istenmesini anlıyorum ve başarılı buluyorum. Günümüz düşüncesine ayak uyduran bir çalışma olması gayet hoş karşılanabilir. Fakat bir “fakat” daha olacak… Ramazan ayı billboardlarının önünde fotoğraf çektirip Twitter’da bunu partinin vekilleri ve yöneticileriyle “nasıl olmuş sayın vekilim” tarzında paylaşmak sizce de biraz abeste iştigal değil mi? Ayrıca fazlasıyla komik olmuş sanki. İlk gördüğümde epeyce gülmüştüm...

HÜSEYİN UZUN, GÜLSİMA BEKTAŞ VE SEVAL BOZKURT (?)

Diyorlar ki CHP’yi neden eleştirmiyorsun. Yaptığı onca yanlış siyaseti neden görmezden geliyorsun. Neden CHP’li parti yöneticilerinin yaptıklarına kulak kabartmıyorsun. Biz yerel bir basın organıyız ve yereli ilgilendiren konularla ilgili en çok eleştirdiğim parti de CHP’dir.

Bunu söyleyen değerli okuyucularımıza ve takipçilerime şunu söylemek istiyorum; siz neden beni yeterince iyi takip etmiyorsunuz?

Ayrıca şimdi iyi okuyun, bakın CHP’lileri nasıl eleştireceğim… (CHP yöneticilerini eleştirmek çok havalı bir durum kabul ediyorum)

İlk eleştirim CHP Edremit İlçe Yöneticisi Sayın Hüseyin Uzun’a… Göreve geldiklerinde CHP Edremit İlçe Başkanı Sayın Yurt Yıldırım ve seçilen kadronun ilk söylemlerinden birisi “başka bir görev için” yönetimden istifa etmeyeceklerine dair açıklamalarıydı. Olayları yakından takip edenlerin malumudur.

Şimdi Sayın Hüseyin Uzun’a sormak istiyorum;

• CHP’li delegeler sizi zamanı geldiğinde başka bir koltuğa (kesinlikle daha fiyakalı bir koltuk olduğunu kabul ediyorum) oturmanız için mi seçtiler? Veya siz zamanı geldiğinde başka bir koltuğa oturmak adına mı partiye yönetici oldunuz?

• Almış olduğunuz karara saygı duyuyorum. Saygı duymakla beraber iki şeyi merak ettiğimi bilmenizi istiyorum. 1) Almış olduğunuz kararın parti delegelerine bir “ihanet” olduğunu biliyor musunuz? 2) Sizi 2 sene boyunca partiye yönetici olsun ve yönetsin diye seçen insanlara ne gibi bir açıklama yaptınız?

Aynı eleştiriyi CHP Altınoluk Belde Yöneticileri Sayın Gülsima Bektaş ve Sayın Seval Bozkurt’a da yöneltiyorum.

• Sizlerin de kararına saygı duymaktan başka bir seçeneğimiz yok. Fakat sizi seçen delegelerde partiyi yönetmeniz için size oy verdiler bunu bilmenizi istiyorum. Siyasi hedefleriniz elbette olacaktır, bu da saygı duyulması gereken bir konu fakat milyonlarca insanın gönül verdiği bir partiyi başka koltuklara talip olmak için kullanmamalısınız.

Eleştirilerimi yönelttiğim adaylara dışarıdan ne gibi bir tepki geliyor bilmiyorum ama parti tabanıyla yaptığım görüşmelerde bütün bu isimlerin bahsini ettiğim konulardan dolayı yadırgandıklarını bilmelerini istiyorum.

BİRAZDA KULİS DEDİKODULARI

Siyasi kulislerde konuşulan dedikodulara yer vermek istiyorum birazda… Kahvehane ve kuaför köşelerinden her zaman mükemmel dedikoduların çıkacağına inanan bir gazeteci olarak birazda hakara makarayla duyumlarımı aktaracağım. Aktarmadan öncede ekliyorum; hiç birisi teyit edilmiş bilgiler değildir, sadece kulak kabarttığımız konular.

Anladınız siz onu…

• Gazetemizin değerli köşe yazarı ve siyasi çalışmalarını her daim yakından takip ettiğim Sayın Sinan Başaran’ın AKP’den meclis üyesi adayı olabileceği…

• Edremit Belediye Başkan Aday Adayı Sayın Adnan İnci’nin adayın belirleneceği zamana yakın rüzgârın etkisine kapılacağı ve ilk sıralardan meclis üyeliği isteyeceği…

• Altınoluk Belediye Başkanı Sayın Hasan Özpolat’ın Edremit adaylığı için Ankara’dan işi bitirdiği ve çok rahat olduğu…

• AKP Altınoluk Belde Başkanı Sayın Metin Örkçü’nün Edremit Belediye Meclis Üyeliği için çalışmalarına ara vermeden devam ettiği…

• Doyranlı iş adamı Sayın Hasan Güçlü Sakallı’ya AKP’li bir adayın meclis üyeliği teklif ettiği…

• CHP’li eski bir belde başkanının aylar önce Edremit’e başkan adayı olma kararı aldığı (Altınoluk’un ilçe olamayacağı anlaşıldıktan sonra) ama daha sonra Kamil Saka’dan gelen “beraber çalışma” teklifiyle bu kararından vazgeçtiği…

• MHP’nin Edremit meclis üyeliği için iş adamı Sayın Nejat Ariz’le görüşme yaptığı…

• CHP Altınoluk Belde Başkan Yardımcısı Sayın Deniz Onur Özcan’ın yerel seçimlerden sonra aktif siyaseti bırakacağı…

• Edremit’e yeniden talip olan Sayın Mehmet Semerci’nin “Altınoluk seçimlerde belirleyici faktör olacaktır ve en çok Altınoluk’u önemsiyorum” dediği…

• ETO Başkanı Sayın İsmail Aynur’un Altınoluk’ta CHP’nin bazı eski meclis üyeleri ve parti yöneticilerine aday olmaları yönünde istekte bulunduğu…

Konuşuluyor da konuşuluyor…

Ne kadarı doğru ne kadarı yanlış bilememekle beraber, duyumlarımızı sizlere aktardık.

Elçiye zeval olmaz lafını gerçekten seviyorum…

Not: Twitter’dan takip etmek için: @okyondr

16 Temmuz 2013 Salı

GEÇMİŞ OLSUN KEDİ…

Körfez basınında yazdığı köşe yazıları ve yaptığı haberlerle gündem yaratan birisidir Burhan Murat Ayaşoğlu, nam-ı diğer kedi…

Yazmış olduğu yazılar ve değinmiş olduğu konularla da çoğu zamanda birilerinin tekerine çomak sokmuştur, gündem yaratmıştır. Bu haliyle seveni olduğu kadar sevmeyeni de vardır.

Önce Körfez Gazetesi’nde beraber çalıştığımız zamanlarda bende kendisiyle fikir ayrılıkları yaşamış, kavgamızı fikri ortamlarda vermiştik. O da inat ediyordu bende ediyorum, o da geri adım atmıyordu bende atmıyordum.

Bildiğini hiçbir zaman saklamayan, halkın haber alma özgürlüğünü gücü yettiğince tarafsız ve ilkeli bir şekilde ortaya koymaya çalışan birisidir Burhan Murat… Bundan sonra da öyle olacağına dair en ufak bir şüphe taşımıyorum. Yazdığı yazılarla iktidar ve sermaye sahiplerinin hep hedef tahtasında yer alması da bundandır. Gücünü sadece kaleminden alan ve halka doğruyu anlatmak için kendi edebiyatıyla düşüncelerini ortaya koymaktan başka bir gayesi olmayan kedi için, yaşadığı bu son olay onda eminin büyük bir yara açmıştır.

Ve bence o şimdi şunları söylüyordur içinden;

- Gazeteciliğinin de, halkın çıkarının da, tarafsız basın olmanın da, söylenemeyeni söylemenin de ta içine tüküreyim…

Veyahut şöyle diyordur;

- Ben eğer nam-ı diğer kedi isem, tırmıklarımı bundan sonra halkın çıkarı için daha da keskinleştireceğim. Yazılamayanları bundan sonra daha gür sesle yazacağım. Tarafsız olmayan basını ve onun sözde emekçi kesimini bundan sonra daha çok rezil edeceğim ki, kim dost kim düşman herkes görsün.

Gerçek bir basın emekçisi olduğundan en ufak bir şüphe duymadığım Burhan Murat’ı yırtık pırtık yeşil parkası, ayda bir yıkadığı pantolonu, delik ayakkabılarıyla daha çok seviyoruz. O körfez basının en marjinal ve en dobra gazetecisidir bana göre. Gazeteciliği inandığı değerler uğruna yapmaktan bu zamana kadar nasıl ki tereddüt duymadıysa, bundan sonra da duymayacaktır.

Ve biz Haber İDA Gazetesi olarak, Burhan Murat Ayaşoğlu’nun yanındayız…

Geçmiş olsun kedi…

ALTINOLUK’UN MUHTAR ADAYLARI

Büyükşehir yasa tasarısı ile önce ilçe yapılan ve üç gün sonra mahalle olacağı yüzüne vurulan Altınoluk’ta değinilmeyen konulardan birisi de muhtarlık seçimleri. İlçe olma potansiyelini çoktan yakalayan Altınoluk’u siyasi çıkarlar doğrultusunda mahalle yapan zihniyet bakalım muhtarlık seçimlerinde ne gibi bir çalışma ortaya koyacak. Altınoluk’un ilçe olma daha sonra bu statüsünün elinden alınması sürecinde haksızlığa uğradıklarını ve deyim yerindeyse kendi partileri tarafından “kandırıldıklarını” söyleyen AKP Altınoluk Belde Başkanı Sayın Metin Örkçü ise durumun artık tam tersini düşünüyor.

Altınoluk’un mahalle olmasının hizmet akışında bir değişiklik yaşatmayacağını aksine Altınoluk’a hizmet yağacağını belirten Örkçü, an itibariyle olumlu şeyler söylüyor. E şimdi ahali gibi bizde merak etmiyor değiliz. Madem Altınoluk mahalle olduğunda hizmet akışı daha da artacaktı, mevcut hizmetlerden daha fazla hizmet gelecekti o zaman ne diye ilçe olması için uğraşıldı. Bırakılsaydı da mahalle olsaydı.

Altınoluk mahallesi ile ilgili bir diğer konu da mevcut mahalle muhtarı adayları. Edremit’e belediye başkanı olacak kişinin forsu kadar forsa sahip olacak Altınoluk Mahalle Muhtarlığı içinde adaylıklar konuşulmaya başladı.

İskele Mahallesinin mevcut muhtarı Sayın Çiğdem Kıvan ve Küçüksu Mahallesinin mevcut muhtarı Sayın Aydın Türker ön planda olan isimler. Bunların yanı sıra MHP Altınoluk Belde Başkanı ve eski İskele Mahallesi muhtarı Sayın Abdurrahman Elma’da adı geçen isimler arasında. Bunların yanında AKP’li bir bayanında muhtarlık seçimleri için çalışmalara başladığı dedikodu kulislerinde adından sıkça söz ettiriyor. Şahindere Mahallesi Muhtarı Sayın Neslihan Saklıca ise Edremit Belediye Meclis Üyeliğine talip olduğu için saf dışı kalmış durumda. Kulağıma gelen en bomba isim ise (teyit edemediğim için ismini vermiyorum) önceki dönemlerde CHP yöneticiliği yapmış birisi.

Kışlık nüfusu 17 bin olan bir memlekete muhtar olmak ne kadar akıllıca bir davranış bilmiyorum ama epeyce fiyakalı bir makam olacağı kesin.

Bekleyelim görelim, kazan kaynamaya başladıkça ayyuka çıkmış güçlü isimleri yine sizlerle paylaşacağız.

EDREMİT’E TALİP BAŞKAN VE MECLİS ÜYESİ ADAYLARI

Altınoluk’ta yaşayıp Edremit Belediye Başkanı olmaya aday isimler çalışmalarına başladılar. Bunları içerisinde isimleri en güçlü olanlar ise Altınoluk Belediye Başkanı Sayın Hasan Özpolat ve CHP Altınoluk Belde yöneticisi Sayın Adnan İnci. Mevcut iki ismin CHP içerisinden aday olacaklarını varsayarsak, bu isimlerin yanına yine CHP içerisinden birilerinin ekleneceğini söyleyebiliriz.

Belediye Başkanlığı adaylıklarının yanında asıl kıyametin kopacağı mevki ise meclis üyelikleri için geçeceğe benziyor. Özellikle CHP içerisinde aday bolluğunun tavan yapacağını bir seçim olacak gibi.

Adı CHP’den meclis üyeliği için geçen isimleri şöyle bir sıralayalım:

• Altınoluk Belediyesi Mevcut Meclis Üyeleri Zerrin Akgün, Beriye Başak, Zekai İnce, Ümit Yaşar Baburşah ve Cavit Cebeci • CHP eski Altınoluk Belde Başkanları Cahit Erol ve Musa Karaaslan • Altınoluk Belediyesi eski Meclis Üyesi ve eski Belde Başkanı Envere Becer • Altınoluk Belediyesi eski Meclis Üyesi Fahrettin Erdim • CHP Altınoluk eski yöneticisi Mustafa Özkan • Şahindere Mahallesi Mevcut Muhtarı Neslihan Saklıca • CHP Altınoluk Mevcut Yöneticisi Gülsima Bektaş • ADD Altınoluk Şubesi Mevcut Başkanı Özlem Aytekin • Altınoluklu iş adamı Tümdeniz Çelebi

Adı MHP’den meclis üyeliği için geçen isimler:

• Altınoluklu iş kadını Meral Özbey • Altınoluklu iş adamı Nejat Ariz • Altınoluk ve Edremit Ülkü Ocakları Başkanlığı yapmış Sinan Başaran

Adı AKP’den meclis üyeliği için geçen isimler:

• AKP Altınoluk Mevcut Belde Başkanı Metin Örkçü • Altınoluklu esnaf Halis Şahan

Elçiye zeval olmaz demişler. Duyumlarımızı size aktardık. Yenileri eklendikçe yine sizlerle paylaşacağız.

ALTINOLUK’TA KOLLUK KUVVETİ OLMAK…

Altınoluk’ta kolluk kuvveti olmak gittikçe zor bir iş olmaya başladı. Jandarma personelinin sayısı rütbeli ve erleriyle 40’ı geçmiyor. Zabıta sayısı ise amiri de dahil 20 bile değil. Birisi hırsızıyla, serserisiyle ve toplumsal olaylarıyla ilgilenip adli vakalara müdahale etmeye çalışırken bir diğeri seyyar satıcısıyla, yol işgalleriyle, otuyla, böceğiyle ve halkın sağlığıyla oynanmaması için denetimlerle uğraşıyor. İki mesleğinde gerekliliği belki de bu. İki kolluk kuvveti de bunu yapmak zorunda. İki kolluk kuvveti de bunun için maaş alıyor ama işleri gerçekten çok zor. Altınoluk’ta görev yapan hem jandarmaya hem de zabıta personeline kolaylıklar diliyorum.

Allah sabır versin…

11 Temmuz 2013 Perşembe

BAŞKANLAR OLMASA GAZETECİLER NE YAPAR…

CHP ve AKP Belde Başkanlarının açıklamaları ve birbirlerine yönelik siyasi eleştirilerini gazetemizin manşetinde okumuşsunuzdur. Sayın Örkçü’nün açıklamalarına nihayetinde cevap veren Sayın Gültekin, aynı sert üslupları kullanmaktan geri kalmadı. AKP Belde Başkanı Sayın Örkçü’nün Cumhuriyet Halk Partisi için kullandığı “CeHaPe” söylemi benim görüşüme göre ne kadar etik değilse, kendisine cevap veren CHP Belde Başkanı Sayın Gültekin’in “A Ke Pe” söylemi de aynı şekilde etik değildi. Ayrıca bu açıklamaları halk tarafından da ciddi eleştiri aldı ve hoş görülmedi. Konunun burası gazeteci olarak görüşlerimi bildirdiğim kısmı, netice iki isme de saygı duyuyorum ve onların bu söylemleri gazeteciler için güzel malzeme oluyor. Kendilerine de bizlere bu malzemeyi vermekten geri kalmadıkları için teşekkür ediyorum.

ALTINOLUK’UN EĞLENCE KÜLTÜRÜ MÜ DEĞİŞTİ?

Altınoluk’un 10 yıl önceki eğlence tarzıyla şimdiki eğlence tarzını hiç gözünüzün önüne getirdiniz mi bilmiyorum. Bundan 8-10 sene önce barlar sokağı olarak adlandırılan meskûnda o sokağa adını veren barlar vardı. Gençler eğlenceyi bar ortamında güvenli bir şekilde yaşıyor, daha sonra çorbalarını içip evlerine gidiyorlardı. (İstisnaları saymıyorum)

Şimdilerde ise özellikle gençler için eğlence anlamında Altınoluk sınıfta kalmaya çok yaklaştı. Ne adam akıllı bir disco ne de alternatifleri değerlendirebilecekleri bir pop bar bulunuyor. Altınoluk kendisini türkü barlara adeta teslim etmiş durumda. Bu yıl ise durumu biraz daha iç açıcı hale getirebilecek yeni mekânlar gün yüzüne çıkıyor. Bunların başında ise “Rujj Bar” ve “Nere Beach” geliyor. Dejavu Cafe kışın sürdürdüğü canlı müzik ziyafetini yazın da aynı canlılıkla devam ettirerek müşteri potansiyelini korurken, gündüz beach olarak hizmet veren Şato Cafe geceleri de canlı müzik ile misafirlerini ağırlıyor. Yıllardır oturmuş müşterisi ve nezih ortamlarıyla gençlerin uğrak yerleri olan ve her gece “check’in” yapmadan geçmedikleri Sukhse Bistro ve Beach ile Orsa Cafe&Bar’da yine aynı tıngırtıda. Bunlara ilaveten henüz çok yeni olan ama hizmet anlayışı ve dekoratif tarzıyla farklı bir konsepti Altınoluklulara sunan “Papyon Cafe&Bar” mutlaka ziyaret edilmeli.

Çağ değişiyor. İnsanlar değişiyor. Değişmeyen tek şeyin değişim olduğu gerçeğiyle insanlar ve eğlence kültürü de değişiyor.

Şimdi dönüp arkamıza baktığımızda; nerede o Anatolia Bar, nerede Antique, nerede Mahzen Bar, nerede Bordo Bar, nerede Zeytin, nerede Kırmızı’nın o eski halleri demek alıkoyamıyorum kendimi.

HAKKIM HELALDİR

1 sene içerisinde güzel zamanlar geçirdik. Bazen kırdım, bazen kırıldım ama hep birlikte halka hizmet götürmek için mesai harcadık. Varsa bende hakkı olan helal etsin, benim hakkım helaldir.

(Ahh Seden Hanım ah. Olan sana oldu…)