31 Temmuz 2013 Çarşamba

CHP ÜZERİNE BA(Ğ)ZI ŞEYLER…

Altınoluk, Körfez siyasetine yön veren en önemli yerleşim yeri olmaya devam ediyor. En son Edremit Ticaret Odası (ETO) seçimlerinde de bunu net bir şekilde gösterdi. Altınoluk delegasyonunun ağırlığını koyması ve CHP yönetimlerinin işin içerisine girmesiyle (!) 12-0 gibi ezici bir hezimet yaşandı. Bilenleriniz biliyor…

Şu sıralar hangi CHP’liyle görüşseniz Edremit’i “çantada keklik” görüyor. Hemen hepsinin dillerinden şöyle sözler duyuyoruz;

- Edremit genelindeki sermaye sahipleri CHP’nin iktidarını istiyor. Bu seçimin kaybedilme ihtimali dahi yok.

- ETO seçimlerinde aldığımız zafer, Edremit için işimizi fevkalade kolaylaştırıyor.

- Aday adayı bolluğu yaşanan bir partiyiz. Kim aday gösterilirse gösterilsin, herkes dimdik arkasında duracak ve Edremit’e CHP’nin bayrağını dikeceğiz!

- AKP ve MHP bırak belediye başkan adayını, meclis üyeliği için bile isim bulmakta zorluk çekiyor. Sıkıntı yapma panpa!

- Altınoluk, Güre, Akçay ve Zeytinli CHP’li belediyeye sahip. Buna Edremit merkezinde ki ciddi oy artışını da eklediğimizde ETO seçimleri gibi tarihi bir galibiyet alacağız. Edremit’teki seçimler, CHP’nin tarihine geçecek, isimlerimiz altın harflerle yazılacak.

Breh, breh, breh… Baksanıza yahu CHP’lilerin söylemlerine, atı alıp Üsküdar’ı geçmişler bile… (!)

Bunu söyleyen CHP’li yönetici ve partili hanımefendilere ve beyefendilere, naçizane görüşlerim olarak şu gibi şeyler söylemek istiyorum;

- Edremit genelinde ki sermaye sahipleri eğer gerçekten CHP’nin iktidarını istiyorlar ise, siz o seçimi kaybedin, hatta 1 tane bile meclis üyesi çıkartamayın! Seçim meydanlarında “sermaye karşıtı” söylemler söyleyip, duvarın arkasında “sermaye” ile el ele veriyorsanız olmaz olsun sizin halkçılığınız, olmaz olsun solculuğunuz!

- ETO seçimlerinde alınan sonuç gerçekten büyük bir zaferdir. Bu hem kabul edilmesi hem de kutlanılması gereken bir durum. Fakat; Edremit’in Tuzcumurat mahallesindeki Ahmet ağabeyin, Akçay’ın Cumhuriyet Mahallesi’ndeki Hanife teyzenin, Güre’nin İskele Mahallesi’ndeki Mahmut amcanın ve Altınoluk Küçüksu Mahallesi’ndeki Şerife teyzenin Edremit Ticaret Odası’yla bir bağlantısı olmadığını da unutmayın…

- Aday adaylarında bolluk yaşanması, parti içerisinde demokrasinin (?) olduğunu gösteriyor. Bu halinizle, hem AKP hem de MHP’ye fark atıyorsunuz, eyvallah… Lakin; CHP’nin tarihinde hep “kuyu kazma” olmuştur. Bunu yapanlar gerçekten Cumhuriyet Halk Partisi’nin görüş ve düşüncelerini savunan kişiler midir bunu tartışabiliriz. “Harbiden” CHP’li olan aday adaylarının zaten aday gösterilecek kişiye saygı duyacağına ve arkasında dim dik duracağına dair bir şüphe taşımıyorum.

- “Ben sıkıntı yapmıyorum panba, sende sıkıntı yapma!” demek istiyorum… AKP ve MHP’nin belediye başkanlığı ve meclis üyeliği için aday adayı çıkartma da sıkıntı yaşayacağını da hiç sanmıyorum. Bu iki partinin işleyişinde “biat etme” kültürü olduğu için elbet yukarılardan bir yerlerden mesaj bekliyor olabilirler. CHP; AKP ve MHP’ye göre “demokrasiyi” biraz daha kavrayabilmiş bir yapı da olduğu için, rakiplerine oranlar “kat be kat” fazla aday çıkartması olağan bir durum…

- CHP’yi Edremit’te seçime götürecek olan kadro, eğer gerçekten Altınoluk, Güre, Akçay, Zeytinli ve Edremit merkezindeki oy oranları ve buralardaki belediyelerin CHP’li olmasıyla seçimin kazanılacağını düşünüyor ise; vay bu CHP’nin Kadın Kolları’nda “hiçbir çıkarları” olmadan koşturan o kadınlara!

Velhasıl; Cumhuriyet Halk Partisi, Edremit tarihinde hiç olmadığı kadar seçimi kazanmaya yakın duruma gelmiştir. Belde ve ilçe yöneticileri ile belediye başkanlarına ve Edremit’e talip aday adaylarına büyük bir sorumluluk düşmektedir.

Ve umarım kendileriyle baş başa kaldıklarında aynaya bakıp şu soruyu sorabilirler; “benim kişisel hırsım, egom ve koltuk sevdam, bu memleketin gariban çocuklarının hayallerinden acaba daha mı büyük?”…

İNSANLIK İÇİN KÜÇÜK, ÖRKÇÜ İÇİN BÜYÜK BİR ADIM

Siyaset üzerine yazı yazmayı gerçekten seviyorum. Kimi zaman düşüncelerimizde yanılabiliyor, kimi zaman yanlış tespitler de bulunabiliyor, kimi zaman da istemeden birilerinin kalbini kırabiliyoruz. Yine de siyasetin ve siyasetle uğraşan insanların “güzel?” insanlar olduğunu düşünüyorum. Kime ve neye göre olduklarını da elbette tartışabiliriz…

Siyaset arenasının dedikodu kazanı ise şu sıralar harikulade kaynar vaziyette…

O kazana atılan en son iddia ise, son derece ciddi olduğuna inandığım bir kaynaktan geliyor.

AKP Altınoluk Belde Başkanı Sayın Metin Örkçü’nün Edremit Belediye Başkanlığına aday olduğu iddiaları… Altınoluk ve Körfez kamuoyu muhtemelen bu haberi ilk önce yazımda okuyacak. Ve Sayın Örkçü içinde dedikodu kazanı kaynamaya başlayacak.

Sayın Örkçü’nün düşüncelerinin ve entelektüel yapısının mensubu olduğu AKP’ye oranla son derece “zıt” olduğunu düşündüğümü defalarca bu köşe de dile getirmiştim. Aynı şeyleri tekrar söylüyorum…

Ve eğer iddia doğru ise, Sayın Örkçü’nün işi gerçekten çok zor. En ciddi rakibi CHP’nin adaylarını “alt” etmenin ötesinde, parti içerisindeki yapıyı “alt” edip “aday” konuma gelmesi gerekecek.

Ne diyelim, şansı bol olsun…

“OĞULA İYİ BAKIN OĞUL”…

Geçtiğimiz hafta Altınoluk Belediye Başkanı Sayın Hasan Özpolat’ın annesi Haney Özpolat vefat etti. Vefat haberini duyar duymaz Sayın Başkana başsağlığı mesajı gönderdim. Kendisi de hemen yanıt verdi.

Haney anneyi birkaç defa görmüşlüğüm var. “Anadolu kadını” denilen o duruşu gözlerinden anlayabileceğiniz birisiydi. Kendisiyle bir defa sohbet etme imkânım oldu. CHP Altınoluk Kadın Kollarının düzenlediği “anneler günü” yemeğiydi yanlış hatırlamıyorsam. O sıralar belediye de görevli olduğumu öğrenince bana şöyle demişti; “oğula iyi bakın oğul”… Neden öyle dediğini hiç anlayamasam da, dilinden düşen o sözcüklerde bile mağrur bir yüreği olduğunu gösterdiğini düşünüyorum.

Annelerine ne kadar bağlı insanlar olduklarını bildiğim Sayın Başkan’a, kardeşi Ahmet Özpolat’a ve ailesine bir kere daha metanet diliyorum.

Yeryüzündeki tüm anneler gibi seninde mekânın cennet olsun Haney anne…

SİYASET VE SİYASETÇİ ÜZERİNE

Bence siyaset şöyle olmalı, siyasetçi şunları yapmalıdır;

• Eleştirildiğinde “olgunlukla” karşılayabilmeli.

• Vatandaşa karşı sinirli duruşunu “sükûnet” e bırakabilmeli.

“Demokrasi” sözcüğünü bir sözcük olmaktan ileriye taşımayı hedeflemeli.

“Özgürlük” kavramının sınırlarını sürekli genişletmeye çalışmalı.

“Seçim öncesi” başka “sonrası” başka olmamalı.

“Halka hizmet” sözünün aslında “hak’ka hizmet” olduğunu bilmeli.

• Kişisel hırs ve egoların önüne “memleketin geleceği”ni koyabilmeli.

• Hata yaptığında “hatalı” olduğunu kabul edebilmeli.

“Özür” dilemenin insanlık için “onurlu” bir duruş olduğunu bilebilmeli.

• Yola çıktıklarını “yolda bulduklarına” değişmemeli.

“Günü kurtarma” adına ideolojisine “ihanet” etmemeli.

• İnandığı değerleri “siyasi malzeme” haline getirmemeli.

İNSAN NEDEN BELEDİYE BAŞKANI OLMAK İSTER?

Bir insan neden belediye başkanı veya meclis üyesi olmayı ister?…

Bu soru son günlerde beynimi en çok kurcalayan sorularda TOP 1’de kendisine yer edinmiş durumda.

Vatandaşa hizmet götürmek için mi? Egosunu tatmin etmek için mi?

Yaşadığı şehri “yaşanılabilir” bir kent haline getirmek için mi? Yaşadığı şehrin “en söz sahibi” insanı olmak için mi?

Bir ortama girdiğinde ortamda ki herkes ona saygı göstersin diye mi? Bir ortama girdiğinde ortamdaki herkese saygı göstermek için mi?

Kişisel menfaatlerini daha da yukarılara taşımak için mi? Halkının menfaatlerine göz dikenlerin karşısında siper olmak için mi?

Bu soru işaretlerini daha da uzatabiliriz elbette…

Şaka maka bir tarafa, aylık geliri en az 5.000 en fazla 50.000 TL olan bir şahs-ı muhterem ne diye başkanlık veya meclis üyeliği ister ki? O kadar işin gücün arasında bir ton dert ve sıkıntıyla neden uğraşma gayretinin içerisine girer?

Ya bizim memleketteki siyasi hedefi olan insanların “memleket” ve “vatandaş” aşkının dozajı çok yüksek, ya da bu makamların getirdiği “çıkar” dozajında bir ayarsızlık var.

KEYMAN… (LAFLARA BAK!)

Altınoluk’taki siyasi partilerin “kilit” adamları bence şu isimler;

Cumhuriyet Halk Partisi: Deniz Onur Özcan

Adalet ve Kalkınma Partisi: Metin Örkçü

Milliyetçi Hareket Partisi: Sinan Başaran

İşçi Partisi: Hüseyin Özdemir

NOT: Twitter'dan takip etmek için: twitter.com/@okyondr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder