30 Ağustos 2013 Cuma

TBMM BAŞKANI CEMİL ÇİÇEK’TEN HABER İDA’YA ÖZEL AÇIKLAMALAR

- HASAN ÖZPOLAT BENİM DE BAŞKANIMDIR

- EDREMİT’İN TEPKİSİ ALTINOLUK’U İLÇE YAPMAMIŞTIR

- DUMAN GRUBU BENİM ÜZERİMDEN REKLAM YAPMIŞTIR

Uzun yıllardır yaz tatilini Altınoluk’ta geçiren TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Haber İDA Gazetesine özel açıklamalar da bulundu. Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Okay Önder’in birçok sorusunu “siyaset üstü” bir makamı temsil ettiği için cevaplamak istemediğini belirten Çiçek, Altınoluk’un ilçe olamama süreciyle ilgili görüşünü “takip edebildiğim kadarıyla Edremit siyaseti Altınoluk’un ilçe olmasına karşı çıktı” şeklinde bildirdi.

Haber İDA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Okay Önder’in Altınoluk’taki yazlık konutunda ziyaret ettiği TBMM Başkanı Cemil Çiçek, tatildeyken röportaj vermek istemediğini belirtse de ısrarlı yaklaşımımız karşısında bazı konularla ilgili düşüncelerini aktardı.

Altınoluk’un ilçe olamama sürecini çok yakından takip edemediğini belirten TBMM Başkanı Cemil Çiçek “bildiğiniz gibi Altınoluk, Sayın Başbakan’ın ve bakan arkadaşların imzalarıyla çıkartılan kararname ile ilçe yapılmak istenmiştir. Bu kararın ardından yine takip edebildiğim kadarıyla Edremit’te siyaset yapan kişilerin tepkileri sonrasında bu karardan geri dönüldü. Altınoluk ilçe olması gereken bir yer olabilir. Bayram sürecinde oldukça yoğun bir dönem geçirdi. Bulunduğum makam itibariyle bu tarz soruların muhatabı olmadığım için çok fazla konuşmak istemiyorum. Bugün de genç bir gazeteci olarak sizinle tanışmak ve bir kahve içip sohbet etmek için sizi misafir ediyorum” şeklinde konuştu.

Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Okay Önder’in anlayışla karşılayıp randevu talebine olumlu yanıt vermesinden ötürü teşekkür ettiği Çiçek, Önder’in ısrarlı soruları karşısında bazı konular da görüşlerini aktardı.

9 Ağustos tarihinde Altınoluk’ta konser veren Duman Grubunun “Çiçek bizi otelde istemedi” şeklinde ki açıklamalarını sorduğumuz TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Ben ne Duman grubunu tanırım ne bilirim. Benim Altınoluk’ta evim var ne diye otelde kalayım. Size mantıklı geliyor mu? Duman Grubu akıllarınca benim üzerimden reklam yapmaya çalışmış ama bu tarz söylemler yanlıştır. Ne benim ne danışmanlarımın ne de korumalarımın da böyle bir talebi olmamıştır. Zaten Altınoluk’a tatile geldiğim de koruma arkadaşlar bana eşlik etmediler. Edremit Emniyet Müdürlüğü’nden arkadaşlar şuan burada bulunuyor. Öyle koruma falan gelmedi yani benimle” dedi.

Siyasetin gün geçtikçe anlamsızlaşmaya başladığını ve bunun kendisini üzdüğünü belirten Çiçek şunları söyledi:

“Türkiye’de siyaset gün geçtikçe kan kaybetmektedir. Her önüne gelenin siyasetçi olduğu bir ülke haline geldik. Kendini siyasetçi sanan herkes uzatılan mikrofona bir şeyler söylemenin telaşına giriyor. Bu doğru değil” dedi.

Hazırlık aşamasında olan Anayasa çalışmalarıyla ilgili son durumu sorduğumuz TBMM Başkanı Cemil Çiçek, kendisinin ciddi bir sorumluluk alarak bu konuya kafa yorduğunu ve dört partinin temsilcilerini bir masa etrafında buluşturduğunu söyledi. Anayasayı yapanın meclisteki siyasetçiler olacağını sözlerine ekleyen Çiçek, “Bundan sonra sorumluluk kendilerindedir. Yaparlarsa kendileri ve memleketin geleceği için yapacaklar” şeklinde konuştu.

2000 senesinden beri Altınoluk’ta yazlığı bulunduğunu, onun öncesinde Gönen’de tatili geçirdiğini belirten Çiçek, Altınoluk’un havasını ve denizi çok sevdiğini, ailesiyle beraber tatil dönemlerinde bunun için Altınoluk’u tercih ettiklerini belirtti.

Altınoluk’ta yapılan çalışmaları nasıl değerlendirdiğini sorduğumuz Çiçek, “İnanın buraya tatile geliyorum ama gezmeye falan hiç vaktim olmuyor. Belediye Başkanı Hasan Bey Altınoluk’a kazanımlar sağlamak için benimle de zamanında görüşmüştür. İstediği zaman telefonla bana ulaşmıştır keza bende aynı şekilde kendisiyle görüşmüşümdür. Başarılı birisi olarak görüyorum. Başarılı olsa da olmasa da memleketimizde demokrasi vardır. İnsanlarımızın oyuyla bu göreve gelen bir kişiye saygı duymak zorundayız. Eleştiri yapılır o ayrı bir konu. Ama Hasan Bey burada tatil yaptığım süre içerisinde benim de başkanımdır. Olaya böyle bakıyorum” dedi.

CEMİL ÇİÇEK GÖRÜŞMESİNİN DETAYLARI

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Sayın Cemil Çiçek bildiğiniz üzere yaz tatillerini Altınoluk’taki konutunda geçiriyor. Ulusal çapta çalışan gazeteciler için sıradan olabilecek bir görüşme bizim gibi yerel gazeteciler için büyük ses getirecek ve önem arz edecek konumda olabiliyor. Netice itibariyle de daha görüşme gerçekleşmeden bunu hissettiğimi belirtmek istiyorum.

Sosyal medyayı gazetecilik mesleği adına ciddi bir senkron olarak görüyorum. Bu bağlamda Sayın Çiçek ile görüşmeye gideceğimi Facebook ve Twitter gibi sosyal mecralardan duyurduğumda şunu söyledim; “TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek ile gazetem adına görüşmeye gideceğim. Sorularınız varsa gönderin sorayım”…

“Vay efendim senin ne işin var o adamla” diyeni de oldu...

“Helal olsun kardeşim, şunları da sormayı unutma” diyeni de…

Söylenenleri bir kenara bırakıp gazetecilik mesleğini “gazeteci” gibi yapmak isteyen birisi olarak randevu saatine beş kala Sayın Çiçek’in konutunun dibinde bitiverdim. Gösterişli ve koruma ordusuyla korunacağını düşündüğüm ev ve civarında adeta inler ve cinler çift kale maç yapıyordu. Bırakın koruma ordusunu tek bir tane koruma bile göremedim. Evet, bende sizin gibi şaşırdım. Altınoluk Jandarma personeli olan Uzman Çavuş haricinde kimsecikler yoktu. (Röportaj bitip evden ayrıldığımda Edremit Emniyet Müdürlüğüne bağlı sivil polislerinde geldiğini eklemeliyim)

Sayın Çiçek’e görüşme için geldiğimi söylemelerine müteakip yaklaşık on dakika bekleme zamanım oldu. Bu zaman zarfında biraz tedirgin olduğumu ve adrenalin dozajımın yükseldiğini de söylemeden geçmek istemiyorum. Hazırladığım soruları son kez gözden geçirirken yardımcılarından birisinin davetiyle müstakil ve gayet gösterişsiz eve giriş yaptım. On dakikalık bekleme sürecindeki tedirginliğimden eser kalmamıştı. Terlik-şort ve t-shirt kombinasyonuyla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin iki numaralı adamı karşımda dikiliyordu. Heyecanlı olduğumu belli etmeden “Merhabalar Cemil Bey” dedim. Gayet sıcak ve mütevazı bir ses tonuyla “Hoş geldin genç gazeteci kardeşim, nasılsın?” diyerek buyur etti.

Havadan sudan muhabbetimizi devam ettirirken “kahve içer misin?” diye sordu Cemil Çiçek. Zahmet olmazsa (kibarlıktan kırılacaktım) şekerli bir kahve içebileceğimi söyledim. Yardımcılarına seslenip “misafirimize bir şekerli kahve, bende su istiyorum” dedi.

Kahveyi bekleyip cümlelerin belini kırma safhasına geçmek üzereyken bende bir yandan ses kayıt cihazını ve not defterimi hazırlamaya çalışıyordum. Tam fotoğraf makineme hamle yapıp çantasından çıkartacaktım ki Cemil Çiçek’in ciddileşen ses tonuyla yüzleştim; “Ama ben röportaj olarak yapmayacağım. Ses kayıt cihazı veya fotoğraf makinesini çıkartmamanı rica ediyorum. Tatil de röportaj da vermiyorum ama senin ısrarını kırmak istemedim” dedi ve adeta beynimden aşağıya kaynar sular dökülmeye başladı.

Durumu hiç bozuntuya vermeden kırk yıllık gazeteci edasıyla toparlanmaya çalıştım. Verdiği her cevabı not defterime eksiksiz yazabilmek için bir yandan kahvemi yudumlarken diğer yandan masanın altında ellerimi esnetiyor, alacağım cevapları kâğıda dökerken eksiksiz iş yapmam gerektiğine kendimi şartlandırıyordum.

Sonra birden saate baktı ve “evet kardeşim” dedi, “meramın nedir söyle bakalım”… Hiç beklemediğim bir anda TBMM Başkanı Çiçek’ten bu tepkiyi alınca şöyle bir gerindim ve soruların yazılı olduğu kâğıda elimi götürürken Sayın Çiçek’ten bir hamle daha geldi “öyle çok soru sormak yok. En çok merak ettiğin birkaç soru sadece, anlaştık mı?” dedi… Anlaşmadık deme şansımın olmadığını bildiğim için “tabi tabi” diyerek konuyu geçiştirmeye çalıştım ama nafile…

Velhasıl ben sorularımı sordum, TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek’te yanıtlarını verdi. İstediğimi tam olarak alamasam da yine de genç bir gazeteci için ciddi bir tecrübe olduğunu söyleyebilirim.

Not: Çiçek’in cevaplarını gazetemizin manşetinde okuyabilirsiniz.

GÜLE GÜLE FESTİVAL!

Balıkesir’in Büyükşehir yapılmasıyla mahalle konuma gelecek olan Altınoluk’ta belediye tarafından (muhtemelen) son kez festival düzenlendi. Birbirinden renkli görüntülerin de yaşandığı festival de tiyatrolar, konserler ve stand-up gösterileri Altınoluklulara üç gün boyunca keyifli anlar yaşattı. Panel ve şiir dinletilerinin de olduğu festivalde göze çarpan ve gazetemizin Twitter sayfasına düşen bazı görüşleri sizlerle paylaşmak istiyorum:

Twitter yorumu: Körfez belediyelerinin düzenlediği en anlamlı festival oluyor. Festival kavramının sadece şarkı-türkü dinlemekten ibaret olmadığını gösterdikleri için teşekkür ediyoruz.

Benim yorumum: Sayın Can Ataklı’nın “Yaşama Saygı” panelinde CHP’nin İstanbul adaylığı için yaptığı konuşma çok sıradandı. Eğer Sayın Can Ataklı CHP’nin İstanbul adayı olursa (ki ihtimal vermiyorum) o zaman Sayın Gürsel Tekin CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Sayın Mustafa Sarıgül’de CHP’nin Beyaz Saray adayı olmalıdır.

Twitter yorumu: Türkiye’de başka gazeteci- yazar mı kalmadı da neden iki senedir Gürkan Hacir ve Barış Yarkadaş bu panele katılıyor.

Benim yorumum: Barış Yarkadaş sırtını CHP ve Gürsel Tekin’e dayayarak (ve de internet sitesinde çıplak kadın fotoğrafları paylaşarak) bir şeyler yapmaya çalışan gazeteci kılıklı birisidir.

Twitter yorumu: Ataol Behramoğlu’nun katıldığı şiir dinletisini “Hıfzı Aksoy Anısına” gerçekleştiren Belediye Başkanını kutluyorum. Yönettiği kente vefa bence böyle olur.

Benim yorumum: Üç günlük festival boyunca özellikle tebrik edilmesi gereken emekçileri unutmamak gerekiyor. Altınoluk Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler personeli Seden Ören ve Ebru Yamaç ile görünmeyen kahramanların Amiri Metin Erdoğdu’yu kutluyorum.

Twitter yorumu: Amfi’de düzenlenen programlara neden Hasan başkan katılmadı. Neden ses düzeni Küçükkuyu’dan geldi? Festival Küçükkuyu’nun mu?

Benim yorumum: 19. defa düzenlenen festivalin teması “Yaşama Saygı”… Altınoluk’ta yaşayan bireyler olarak festivalimizin temasına ne kadar “saygı” duyuyoruz acaba hiç düşündük mü? Yine sahillere çöpler atılıyor, yine festival alanı boşalınca her taraf pislik içerisinde bırakılıyor, yine çöp konteynırı yerine apartman önüne çöp atılıyor.

21 Ağustos 2013 Çarşamba

“BAZI SİYASİLER GİBİ BÜYÜK OTELLERDE YEMEK VEREMİYORUZ”

CHP Altınoluk Belde Başkan Yardımcısı Deniz Onur Özcan, Haber İDA Gazetesine özel açıklamalar da bulundu. CHP Altınoluk Örgütü olarak bundan sonra ki tek hedeflerinin Edremit Belediyesini kazanmak olduğunu söyleyen Özcan, birlik ve beraberlik içerisinde bunu gerçekleştireceklerini belirtti.

- “AKP ALTINOLUK’U İLÇE YAPMAMIŞTIR”

- “HER PARTİ DE ‘NAYLON’ ÜYE OLABİLİR”

- “HASAN BAŞKANLA UYUM İÇERİSİNDEYİZ”



Sayın Özcan 2014 yılında yapılacak yerel seçimleri nasıl yorumluyorsunuz? Partinizin çalışmaları ne yönde ilerliyor?

İlk önce şunu belirtmek istiyorum. Ne olursa olsun önümüzdeki seçimlerde CHP bayrağını Edremit’e dikeceğiz. Bu konuda son derece iddialıyız. Seçimlerin Altınoluk kısmına gelince… Altınoluk körfezin hatta Balıkesir’in amiral gemisidir. Bunu ben değil, bu parti de yıllarca siyaset yapmış insanlar da söylüyor. Bizlerde bu bilinç içerisinde hareket edeceğiz. Sen-ben kavgasını bir kenara bırakacağız. Ülkemiz ve bölgemiz için hayati önem taşıyan seçimlerden de alnımızın akıyla çıkacağımıza inanıyorum.

Üzerinden epeyce zaman geçmesine rağmen Altınoluk’ta yaşayan insanların merak ettiği konuların başında ilçe olma-olamama süreci geliyor? Altınoluk neden ilçe olamadı? Süreç içerisinde sizce kim hatalı davrandı?

Kimin hatalı davrandığı konusunda bizim içimiz son derece rahat bunu belirtmek istiyorum. CHP Altınoluk Örgütü olarak belediyemiz ve Altınoluk Kent Konseyi içerisinde yer alan kurumlarla istişare halinde süreci yürüttük. Altınoluk ve halkının menfaati için yapılması gereken ne ise bunları yaptık. Görüşülmesi gereken kim ise görüştük ama iktidar partisi Altınoluk’a büyük bir oyun oynamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı ve 18 bakanının imzalarının olduğu bir karardan nasıl ve neden dönüldü bunu aslında kendilerine sormak gerekiyor. Altınoluk’un neden ilçe olamadı sorunuza ise aslında bizler dahi hala cevap veremiyoruz. Altınoluk her şeyiyle bunu hak etmiş bir beldedir. Karar da açıklanmasına rağmen iktidar partisinin siyasi kaygıları olayları bu noktaya getirmiş ve Altınoluk’un ilçe olma hakkı yine iktidar partisi tarafından geri alınmıştır.

İlçe olma süreci içerisinde CHP Edremit Örgütüyle beraber hareket edilmediği, bunun da olumsuz yansımalarının olduğu söyleniyor. Doğru mu bunlar?

Bu konulara artık takılmak istemiyoruz. Olan olmuştur ve geride kalmıştır. Bundan sonra gerek CHP Altınoluk Örgütü olarak bizlerin gerekse Edremit’teki yöneticilerimizin tek hedefi Edremit Belediyesini kazanmaktır.

Belediyede ki görevinizin yanında parti içerisinde de aktif bir görevinizin olması “etik” tartışmalarına yol açmıştı. Siz nasıl yorumluyorsunuz?

Burada önemli olan almış olduğunuz görevi en iyi şekilde yerine getirip getiremediğinizdir. Ben almış olduğum görevleri en iyi şekilde yerine getirdiğim için vicdanım rahat. Yapılan eleştirilere de bu noktada katılmadığımı ifade etmek istiyorum. Hem kamuda işçi olup hem de siyasetin içerisinde aktif olarak görev almak biraz da yürek isteyen bir iştir bana göre.

CHP Altınoluk yöneticileri için “barlarda siyaset yapıyorlar” tarzında eleştiriler yapılıyor. Gerçekten barlarda mı siyaset yapıyorsunuz?

İnsanın ve emeğin olduğu her yerde siyaset yapıyoruz. Bir insanın bara gitmesi kişinin özel yaşantısıyla alakalı bir durumdur. Alın terimizle kazandığımız paralarla istediğimizde bara gideriz istediğimizde tatile gideriz bu kimseyi ilgilendirmemeli. Bazı siyasiler gibi büyük otellerde yemekler veremiyoruz belki ama en azından eşimiz dostumuz geldiğinde onlarla beraber kendimize zaman ayırıyoruz.

Parti içerisinde belirli bir grubun “çıkarlar doğrultusunda” siyaset yaptıkları söyleniyor. Buna katılıyor musunuz?

O birileri kim bilmiyorum. Şayet burada itham edilmek istenen mevcut yönetimimiz ise eleştiriler doğru değildir. Sorunuza kişisel olarak cevap vermem gerekirse, Altınoluk’ta yıllardır hiçbir kişinin veya belirli bir grubun baskısı olmadan tamamen kendi görüşlerim doğrultusunda ve halkımızın ve partimizin çıkarları doğrultusunda siyaset yaptığımı söyleyebilirim. Bu konu da geçmişte ödün vermediğimiz gibi yarın da ödün vermeyeceğiz. Bunun da böyle bilinmesini istiyorum.

CHP Altınoluk Belde Yöneticileri için “Hasan Özpolat’ın adamları” tarzında bir eleştiri yöneltiliyor. Altınoluk Belediye Başkanı Hasan Özpolat’ın adamı mısınız?

Örgüt bilinci içerisinde olan insanların, mevcut yönetimle belediye başkanının uyum içerisinde çalışmasından neden rahatsızlık duyuyorlar merak ediyorum. Biz, belediye başkanımız Sayın Hasan Özpolat’la son derece uyum içerisinde bu süreci götürüyoruz. Netice de Sayın Özpolat CHP’li bir belediye başkanıdır, bizler de CHP’nin Altınoluk’taki yöneticileriyiz. Bunu söyleyen insanların art niyetli olduklarına inanıyorum.

CHP Altınoluk Örgütü’nün bildiğim kadarıyla 1300 civarında üyesi bulunuyor. Bu üyelerinde yarıya yakınının “naylon” üye oldukları eleştirileri dile getiriliyor. Bu doğru mu?

Hatır gönül ilişkisiyle partiye üye olanlarda mutlaka olmuştur. Bu her partide ve her yer de görülebilir. Ama ben bunu kalkıp “yarısı” diye tanımlayamam. Bunu net olarak bilemeyiz. Öyle yarıya yakınının da belirttiğiniz gibi olduğunu düşünmüyorum. Partiye üye olan vatandaşlarımızın bu bilinç içerisinde hareket etmeleri ve siyasi çalışmalarımızda bizlere destek vermeleri bizler için asıl önemli konudur ve bu konuda da ciddi destekler gördüğümüzü bilmenizi istiyorum.

Siyasi olarak bundan sonra ki hedefiniz nedir?

Siyaseti hiçbir zaman belirli bir makam için yapmadım. Bundan sonra da partim bana nerede hangi görevi verirse orada emrinde olurum.

Seçim sürecinin yaklaşmasıyla aday adayları da ortaya çıkmaya başladılar. Özellikle Altınoluk’tan oldukça fazla sayıda aday adayı ismi geçiyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

İsimlerin önemi yok fakat sayının fazla olması parti içerisinde demokrasinin işlediğinin en önemli göstergesidir. İsteyen herkes aday adayı olabilir. Mevcut durumda resmi olarak veya bir şekilde adı geçen isimlerin fazla olması da yöneticiler olarak bizleri memnun ediyor. Şunu da ilave etmek istiyorum; aday adayı sayısının fazla olması Cumhuriyet Halk Partisinin başarılı olacağının en önemli göstergesidir.

15 Ağustos 2013 Perşembe

PİŞMAN OLDUM!

Geçen hafta İşçi Partisi Edremit İlçe Başkanı Sayın Hüseyin Özdemir’in Edremit Belediye Başkanlığına aday olabileceğini, bununla ilgili olarak önemli kaynaklardan “ciddi” bilgiler edindiğimi sizlerle paylaşmıştım.

Paylaştığıma paylaşacağıma pişman oldum!

CHP’li bazı kişilerin söylemleri başta olmak üzere hem sosyal medya da hem de gündelik hayatta onlarca tepkiyle karşılaştım.

Tepkilerin genelinde şunlar dile getirildi:

• “İşleri ancak CHP’ye vurmak, aday olacakta ne olacak?” diyeni oldu.

• “Aday olmasına olsun da, 200’ün üzerinde oy alamaz” diyeni oldu.

• “İşçi Partisi’nden aday olacağına CHP’ye destek versin” diyeni oldu.

• “Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. Kendi hallerine bırakmak en iyisi” diyeni oldu.

• “Kazanamayacağını bile bile seçime girmek ideolojisine ihanet etmek değil midir?” diyeni oldu.

• “Girsin girsin, CHP’nin oylarını bölerler ne güzel” diyeni oldu.

• “Memlekette ‘dik’ duran tek parti İşçi Partisidir, destekliyorum” diyeni oldu.

• “Hüseyin Özdemir kim yahu?” diyeni oldu.

Hatta ve hatta; “Başkan seçilirse gazete de yazmaya devam edecek mi?” diyeni bile oldu…

Gazetemizde köşe yazarlığı da yapan Sayın Özdemir Edremit’e belediye başkanı olur mu bilemem ama (henüz resmi bir adaylık durumu yok) dediğim gibi seçimlere renk katacakları kesin.

Gazetemize e-mail ve sosyal medya aracılığıyla gelen olumlu-olumsuz tepkiler de bunun en güzel göstergesi…

SOSYAL MEDYAYI “KAVRAYAMAYAN” SİYASİLER…

Sosyal medya artık hayatımızın büyük bir bölümünü kaplar hale gelmiş durumda. Gün içerisinde tweetlerimizi veya Facebook bildirimlerimizi takip etmediğimizde kendimizde büyük bir boşluk hissediyoruz. Bu gerçeği görmezden gelmeden yerel seçimler arifesinde önemli bir konuya değinmek istiyorum.

Sosyal medya araçları içerisinde özellikle Twitter gazeteciler ve siyasiler için bulunmaz bir nimet. Etkilerini ve tepkilerini de en son gezi olaylarında net bir şekilde görmüş olduk.

Edremit Belediye Başkanlığına aday adayı olan kişileri şöyle bir gözümün önünden geçirdiğimde Sayın Adnan İnci haricinde bu mecraya önem veren hiç kimseyi göremedim. Elbette gözümden kaçanlar da olabilir…

Özellikle genç seçmen kitlesiyle birebir iletişim kurma konusunda büyük bir avantaj olan Twitter’ı yerel siyasilerimiz ne zaman kavrayacaklar bunu da inanın çok merak ediyorum.

Zira; memlekette, Twitter’ın gücü öyle bir hal aldı ki; gezi eylemleri oradan örgütlenirken, memleketin muhalefet liderleri Başbakan’a aynı mecradan cevaplar veriyor. Ve bu cevaplar da büyük gazetelerde büyük harflerle gözümüzün içerisine sokuluyor.

Söz Twitter’dan açılmışken takip etmek isterseniz buradayım: twitter.com/@okyondr

ALTINOLUK’UN ÜZERİNDEN GEÇTİLER…

Ramazan ayının sona ermesiyle birlikte bayram tatili adeta “Altınoluk’un üzerinden geçti” diyebiliriz. Ne güzel “biz bize” hayatımızı sürerken bayramın ilk gününden itibaren ne telefonlarımız çeker oldu ne arabaları park edecek yer bulabildik ne de denize girebilecek kumsal da sakin bir köşe.

Altınoluk esnafı adına güzel geçtiğine inandığım bayram tatiliyle ilgili Twitter’da atılan bazı tweetleri sizlerle paylaşmak istiyorum:

@umitaggul: dün bayram dönüşü altınoluk-istanbul arası hiç çevirme yok, bomboş istanbul'da her yerdeydi. amacınız kazaları engellemek mi ceza yazmak mı?

@fatma_solak: Ohh be Bayram tatili için gelenler gitti Altınoluk rahatladı çok şükür. Neydi o öyle insan yığını..

@elmasonur: Altınoluk yine bambaşka eğlendirdi. "Altınoluk Bayram III" görüşmek üzere

@tilaMurat: altınoluk'a gelmek için en yanlış zamanın bayram tatilleri olduğunu söylemek isterim. gelmeyin. memleketiniz neresiyse oraya gidin.

@mehmetortac: Akçay ve Altınoluk bayram tatili nedeniyle küçük İstanbul olmuş. Her taraf 34 plaka ve trafik köprü trafiğinden beter.

@sevoshyus: Altınoluk da b.k mu var herkes orda (bayram günü calistigi icin kiskancliktan kuduran insan twiti)

@cansuertek: Ya sen Akçay Altınoluk yolusun trafik senin neyine? Gidin buradan bayram tatilcileri gidin boşaltın burayı yeter be

@mertinsani: bayramda herkes altınoluk civarında olsun. görüşülsün, hasretler giderilsin, eğlenilsin, hayat 3-5 günlüğüne cidden bayram olsun.

@aliekberkaracam: Çok tedirginim... Acaba, vali bey "Bayram" Tatilinide iptal edermi? Eğer öyle olursa bizim "Altınoluk" hayalleri suya düşer...

@SybilVainn: Altinoluk merkezde park edecek yer yok hic bu kadar kalabalik olmamisti bayram bitti e hadi gidin gari!

@acun_m: Hicbir zaman hayat bayram olmadi yada her sana gelisimiz bayramdi #Altinoluk

@MineCanan: 10 km'yi 45 dakikada geldim. Tesekkurler Altinoluk trafigi, tesekkurler bayram kalabaligi!

@ysmnkrmn: Bayram tatil deniz kum gunes dondurma altinoluk istanbul..bu kelimelerin arasina anlamli kelimeler yerleştirerek kuralli cumle kurunuz.

İNSANLIK İÇİN KÜÇÜK BİZİM İÇİN BÜYÜK

Önümüzdeki hafta ulusal gazetecilik için “küçük” yerel gazetecilik için “büyük” bir haberin altına imza atmanın çalışmasını yürütüyoruz…

Dahası, haftaya…

7 Ağustos 2013 Çarşamba

İSMAİL AYNUR’DAN İDDİALI SÖZLER

Altınoluk Belediyesi eski Başkanı, Edremit Ticaret Odası (ETO) yeni Başkanı İsmail Aynur Haber İDA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Okay Önder’e birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulundu.

- EVET, ADAY OLACAKTIM…

- ETO BANA DAR GELİYOR…

- ADAY ADAYI OLURSAM, ADAY DA OLURUM…

- ALTINOLUK HALKI BENİ YALNIZ BIRAKMADI…

- SİYASETİ BIRAKMIYORUM…

Sayın Aynur ilk önce ETO’ya aday olma fikri nereden çıktı bunu sormak istiyorum?

ETO’ya başkan olmak benim rüyamda bile yoktu. Eski yönetimden bazı arkadaşların böyle bir isteği oldu. Kendilerinin beni bu göreve uygun gördüklerine dair bazı söylemleri oldu ve bana da bunu kabul edip etmeyeceğimi sordular. Hatta kabul etmemi birazda zoraki olarak bana dikta ettiler diyebilirim. Bende bunun kararını tek başıma almak istemediğimi, konuyu bazı arkadaşlarla görüşmem gerektiğini ifade ettim. Arkadaşlarımla yaptığım istişareler sonucunda da bunun uygun olacağını ve benim bu görevi yapabileceğimi ifade ettiler. ETO gibi bir kuruma başkan olmak biraz da ekip işidir. Netice de aday olduk ve kazandık.

ETO seçimlerine siyasetin çok fazla girdiği söylentileri var. Özellikle CHP’nin süreç içerisinde ciddi bir taraf olduğuna dair söylentiler konuşuluyordu.

İnsanlar bu seçimde siyaset yapmıyoruz deseler de siyaset hayatın her alanında yapılıyor. Evet, ETO seçimlerinde de siyaset işin içerisine girmiştir ama bu bizim grubumuz tarafından olmamıştır. Bizim grubumuzda eski Doğru Yol Partili, Anavatan Partili, Milliyetçi Hareket Partili ve hatta Adalet ve Kalkınma Partisi’nden de kişiler var. Şunu da özellikle belirtmek istiyorum. Biz ETO’yu siyaset alanı olarak değil hizmet alanı olarak gördük. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Başkan olduğum seçimlerde asıl siyaseti aslında karşı taraf yapmıştır. Bu nedense çok fazla dile getirilmiyor. Ama siz ETO seçimlerine zoraki olarak siyaset sokarsanız mağlup olursunuz.

Sayın Aynur merak ettiğim konulardan birisi de 2009 yerel seçimleri öncesi başınıza gelen hadise. Bu süreç ve sonrasında kendinizi yalnız hissettiniz mi? “Aynur imparatorluğu” diyebileceğimiz o yılların ardından yaşadıklarınız da neler hissetiniz?

“Aynur imparatorluğu” söylemine katılmadığımı ifade etmek istiyorum ilk önce. Ayrıca bu soruyu bana herkes soruyor. Ben içeriden çıktıktan sonra Sayın Hasan Özpolat’a koşulsuz olarak destek oldum. Partime hiçbir zaman ihanet etmedim. Sayın Hasan Özpolat’ın da seçilmesinde önemli ölçüde katkılarım olmuştur. Kendimi yalnız hissetme konusuna gelince… Burada özellikle Altınoluk halkına teşekkürlerimi bir kere daha ifade etmek istiyorum. Beni hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Aslında kendime de bir pay çıkartmak istiyorum; demek ki görev sürem içerisinde insanlarla iyi ilişkiler kurmuş, Altınoluk’un yararına işlerin altına ekibimle beraber imza atmışım. Kalbini kırdığım insanlar muhakkak ki olmuştur ama onların da gönlünü bir şekilde almayı bilmişim.

Sayın Aynur merak edilen sorulardan birisini de Altınoluk ilçe olsaydı veya beldelik statüsü devam etseydi başkan adayı olacak mıydınız?

Evet. İlçe olsaydı da veya şuan ki haliyle devam etseydi Altınoluk Belediye Başkanlığına aday olacaktım.

ETO Başkanlığını kullanarak Edremit Belediye Başkanlığına aday olacağınız yönündeki söylentilere nasıl bir cevap veriyorsunuz?

Bunu söyleyen insanlar art niyetli insanlardır. Ben Edremit Belediye Başkanlığına aday olmayacağımı defalarca dile getirmeme rağmen hala daha ısıtılıp kamuoyuna sunulmasına anlam veremiyorum.

Güncel konulardan birisine değinmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde Ergenekon davası sonuçlandı. Nasıl yorumluyorsunuz?

Yüz karasıdır. Gazetecilik yapan bir insanın darbeyle falan ne işi olabilir. Mevcut hükümetle 8 yıl çalışmış bir Genelkurmay Başkanı terör örgütü yöneticisi olarak müebbet hapse mahkûm ediliyor. Neresinden bakarsanız bakın rezalet bir durumdur. Alınan kararlarında kesinlikle siyasi olduğunu düşünüyorum.

Sayın Aynur Altınoluk’ta bir dönem belediye meclis üyeliği üç dönem de belediye başkanlığı yaptınız. Altınoluk’ta yaşayan insanların sizin görev sürenize yönelik olarak ilk iki dönem başarılı çalışmalar ortaya koyduğunuz, son dönemde ise hiçbir şey yapmadığınızı yönünde eleştiriler var. Bu eleştirilere ne söylemek istersiniz?

Bu eleştirileri yapan insanlar sanırım Altınoluk’u arıtma, amfi tiyatro ve Çınaraltı Çay Bahçesi’nin etrafı olarak görüyorlar. Altınoluk’ta 2200 hektar imarlı alan var. Altınoluk’un köy meydanı ve Cumhuriyet Meydanı’nda çalışma yapmak “başarılı çalışmak” anlamına gelmez. Bunu söyleyen vatandaşlarımız lütfen diğer yerlere ve yapılanlara da baksınlar.

Altınoluk Belediyesi’nin çalışmalarını nasıl yorumluyorsunuz? Sizce başarılı işler ortaya koyuluyor mu?

Mutlaka ki herkesin bakış açışı farklıdır. Eksiklerin olabileceği gibi doğru yapılan işler de mutlaka vardır.

Peki, Altınoluk Belediye Başkanı Sayın Hasan Özpolat’ı başarılı bir belediye başkanı olarak görüyor musunuz?

Bu konuda yorum yapmak istemiyorum.

ETO Başkanlığına alışabildiniz mi?

Vallahi ne yalan söyleyeyim henüz alışamadım. Ben daha hareketli ve geniş alanda çalışmaya alışık birisiyim. ETO’nun çalışma alanı daha kısıtlı olduğu için zorlanmıyorum dersem yalan olur ama alışmak zorundayım. Bir görev aldık ve hem vatandaşlarımıza hem de ETO üyesi tüccarlarımıza layık olmak için her şeyi yapacağız.

Körfez siyasetinin son 20 yılında aktif görev almış İsmail Aynur ETO Başkanı olduktan sonra siyaset arenasından çekilecek diyebilir miyiz? Siyasi olarak bundan sonra hedefleriniz olacak mı?

Siyaset öyle “bırakıyorum” denilince bırakılacak bir alan değildir. Ha deyince siyaseti bırakamazsınız. Size gönül bağı olan insanlarla beraber bir yolda yürüyorsunuz onların düşüncelerini almadan bunu yapamazsınız. ETO Başkanı sıfatıyla kesinlikle siyasi kimliğimi bir kenara bıraktım ama bu görevimiz bittikten sonra yine kaldığımız yerden devam edebiliriz.

Belediye Başkanlığında deneyimli birisi olarak, büyük bir ilçe konuma sahip olacak Edremit’te sizin bakış açınıza göre nasıl bir belediye başkanı olmalı?

İlk önce şunu söyleyeyim Edremit büyük bir ilçe olmuyor. Baktığınızda İstanbul’un Kadıköy ilçesinin sadece 1 milyon seçmeni var. Bu gibi büyük ilçelerde alt yapı diye bir sorun kalmamıştır artık. Ama bizim buralara baktığınız zaman, Altınoluk haricinde ciddi bir alt yapı sıkıntı var. Altınoluk’ta kendi dönemimde bu anlamda başarılı çalışmaları hayata geçirmiştik. Tabi burada birde Edremit’e talip olan arkadaşların ne için aday oldukları da önemli. “Belediye Başkanı” olmak için aday olmak değildir bence asıl mevzu. Önemli olan Körfez halkına hizmet götürecek ismin seçilmesidir. Vatandaşa bam güm yapmakla başkan olunmuyor. İnsan ilişkilerine önem veren ve sokağa çıktığı zaman insanlardan saygı görev ve çalışmaları takdir edilebilecek isim aday olmalıdır. Baktığınız zaman Altınoluk ve Güre birbirinden kopuk. Zeytinli ve Akçay her ne kadar iç içe olsalar da Zeytinli’nin yukarı tarafıyla sahil kısmı bile birbiriyle ayrı yaşıyor. Burada bütçe konusu da çok önemli. Zor bir iş. Seçilecek arkadaşa kolaylıklar diliyorum. Sorunuzun dışında son olarak şunu ifade etmek istiyorum; Altınoluk’a gerçekten yazık oldu. Ben işin özünde Balıkesir’in Büyükşehir olmasına da karşıydım ama hayırlısı olsun demekten başka bir çaremiz yok bundan sonra.

Sayın Aynur siyasi çalışmalarınızı yakından takip eden bir gazeteci olarak anlam veremediğim konulardan birisi de Edremit’e neden aday olmadığınız. Aynı soruyu az önce de sordum ama kendiniz de neyi eksik gördünüz?

Benim kendimde eksik gördüğüm bir şey yoktu güzel kardeşim. Benden önce çok arkadaş aday olmak için hamle yaptı (gülerek). Az önce de belirttiğim gibi benim gönlüm Altınoluk için atıyordu. Mevcut iktidar Altınoluk’un geleceğini bu şekilde tayin etmese bende aday olacaktım ve Altınoluk halkının da bize teveccüh göstereceğine dair en ufak bir şüphe taşımıyordum.

Bahsini ettiğiniz konuyla paralel olarak konuşulan konulardan birisi de, Altınoluk mevcut statüsüyle kalsa veya ilçe yapılsa ve sizde CHP’den aday gösterilmeseniz bağımsız aday olacağınız yönünde. Böyle bir durum oluşsaydı bağımsız aday olur muydunuz?

İsmail Aynur Cumhuriyet Halk Partisi’nden aday adayı olursa aday da olurdu. Bunu söyleyenler kendilerine göre bir şeyler yontuyordur. Ben gözümü CHP’de açtım ve CHP’de kapatacağım. Bunun da böyle bilinmesini istiyorum. Eğer bağımsız aday olmak gibi bir düşüncem olsaydı hapishanedeyken bunu düşünürdüm. Bu parti bana çok şeyler verdi ben partime ihanet etmem.

İddialı konuşuyorsunuz ama son genel seçimlerde CHP’den milletvekili aday adayı olmanıza rağmen aday gösterilmediniz. Demek ki; İsmail Aynur aday adayı olursa aday olamayabiliyormuş…

O konumla belediye başkanlığı çok farklı…

Sayın Aynur gazetemizi ne kadarıyla takip edebiliyorsunuz bilmiyorum ama Haber İDA için de yorum alabilir miyim?

Yayım hayatına başladığı günden itibaren takip ediyorum. Gazetecilik mesleğini birilerinin çıkarları doğrultusunda yapmadığınızı görmek beni mutlu ediyor. Şuanda çok doğru bir çizgi de ilerliyorsunuz ve umarım böyle gidersiniz. Gazetecilik mesleği kutsal bir meslektir. Vatandaşın gözü-kulağı olma gibi bir sorumluluğunuz var. Başarılı çalışmalarınıza devam etmenizi temenni ediyorum. Bu vesileyle Altınoluk ve körfez halkının da bayramını kutluyorum. Memleketimiz de daha adaletli, demokrasinin özümsendiği nice bayramlar temenni ediyorum.

NOT: Twitter'dan takip etmek için: "twitter.com/@okyondr"

KAMUOYU YARATAN HABER, AMACINA ULAŞMIŞTIR

Haber İDA Gazetesi yayım hayatına başlayalı 25 sayı oldu. İyisiyle kötüsüyle 25 sayıdır sizlerin karşısına çıkıyoruz. Hafta oldu “lay lay lom” yaptık, hafta oldu “lafı gediğine” koyduk…

25 sayıdır bizlere göstermiş olduğunuz ilgi ve alaka ile daha güzel bir gazete hazırlamanın, okurlarımıza yakışır haberlerin altına imza atmanın derdine düşüp heyecanını yaşıyoruz.

Lafı fazla eveleyip gevelemeyeceğim. Bugün dost sohbeti yapıyoruz. Dertleşelim istedim…

Geçtiğimiz hafta manşette kullandığımız “Adaylar Yarışıyor” haberi gazetemizin en ses getiren haberlerinden birisi hatta başı çekeni oldu. Gazeteye bebeği gibi emek veren birisi olarak elbette sevindim, işimize olan bağlılığıma katkı sundu.

Lakin; haberimizin temasında kullandığımız meclis üyesi adaylarına takılanlar olmuş. Olacaktır elbet, kamuoyu önünde iş yapmanın gereklerinden birisi de budur. Birileri bir şeylere takılacak ki gündem oluşsun, kamuoyu yaratalım, gazetenin amacı yerini bulsun.

Haberimizde meclis üyesi adaylığını resmi olarak açıklayan ve siyasi kulislerde isimleri sıkça geçen kişilerin fotoğraflarına yer verdik. Kasti olmadan atladıklarımız da oldu, kendilerinden de özür diliyoruz. Fakat okurlarımızın “bazıları” manşette kullandığımız fotoğraflara fena halde takılmış durumda.

Şöyle ki; “neden Beriye Başak’ı birinci sıradan verdin” diyeni de oldu, “yahu kardeşim sen beni neden altlara attın” diyeni de… Hatta “İmtiyaz sahibi Ümit Yaşar Baburşah’ı en alta koymuşsun, fırça yeme!” diyenini bile duydum!

Bunları söyleyenlere “ya bir dakika, siz orada alfabetik sıraya göre sıralama yaptığımızı anlamadınız mı?” diye soramadım. Sormak istemedim. Üşendim, çekindim, sıkıldım…

Haberin metin kısmını okumadan, sadece fotoğraflara bakarak bir haber ele alındığında neler olabiliyormuş bunu da görmüş olduk. İyi bir deneyimdi!

Bazı okurlarımız şunu bile söyledi desem belki inanmazsınız, “Hasan Özpolat’ın adayları bunlar değil, Hasan şunlarla şunlarla çalışmaz”… Yahu güzel ablacım, ağabeyim, saygıdeğer büyüğüm; orada fotoğrafları olan insanların Sayın Hasan Özpolat’ın listesi olduğunu nereden çıkardınız! Haberin hangi bölümünde Sayın Özpolat’ın isminin “H”si veya “Ö”sü geçiyor…

Velhasıl-ı kelam; artık haberleri “sizlere” (o “sizler” kendilerini biliyor) sunarken neyi nasıl yapacağımızı şaşırmış durumdayız! “Haberi nasıl sunarsak altından bir şeyler çıkartılmaz?”ın derdine düştük…

İSMAİL AYNUR RÖPORTAJININ “DETAYLARI”…

Körfez siyasetinin son 20 yılında adından sıkça söz ettirmiş bir isim Sayın İsmail Aynur. Altınoluk’ta 1 dönemi belediye meclis üyeliği, 3 dönemi belediye başkanlığı olmak üzere toplam 4 döneme bir şekilde imzasını attı. Yeri geldi çok ağır eleştirildi yeri geldi başarılı işlerin altına imza attı.

Önce Körfez Gazetesi’nde köşe yazarlığı yaptığım dönemde yazmış olduğum bir yazıdan dolayı bana uzunca zaman soğuk davransa da, sanırım buzlar erimiş durumda. Kendisi de sadece “gazetecilik” adına yazılar yazdığımızı ve yazılarımızda “tarafsızlık” ilkesini ön planda tuttuğumuzu gördü diye düşünüyorum.

Gerçekleştirdiğimiz röportajın detaylarına gelince…

Bir zamanlar “efsane” sıfatına haiz olmuş bir isimden şu gibi izlenimler edindim;

• Sayın İsmail Aynur’un ses tonu hala daha buram buram siyaset kokuyor.

• Söyleşiye başladığımızda kendimi bir arada Çınaraltı Çay Bahçesi’ndeki seçim konuşmalarında sanmadım değil…

• Sayın Aynur söylemlerinde hala daha iddialı… Hala daha keskin ve net konuşuyor…

• Kaçamak cevaplar vermemeye özen gösteriyor. Yorum yapmak istemediği konularda lafı eveleyip gevelemiyor.

• Her ne kadar kendisini yalnız hissetmediğini söylese de bana kırgınlıkları daha tamir edilmemiş geldi. Birilerine çok fena alındığının hissini uyandırdı…

HÜSEYİN ÖZDEMİR İSMİ RENK KATACAKTIR…

Gün geçmiyor ki Altınoluk’un ve dolayısıyla Körfez siyasetinin “cadı kazanı” olarak tabir edebileceğim siyasi kulisine yeni bir “aday adayı” haberi düşmesin. Geçtiğimiz hafta AKP Altınoluk Belde Başkanı Sayın Metin Örkçü’nün Edremit Belediye Başkanlığına aday adayı olma ihtimalinin kuvvetli olduğunu ve bunu ciddi bir kaynaktan edindiğimi bu köşeden sizlere duyurmuştum.

Ve yine ciddi bir kaynaktan önemli bir haber geldi.

İşçi Partisi Edremit İlçe Başkanı Sayın Hüseyin Özdemir 2014 yılında yapılacak yerel seçimler de Edremit Belediye Başkanlığına aday olacakmış. (?)

Siyasete hareketlilik getireceğinden en ufak bir şüphe duymadığım bu haber eğer kesinlik kazanırsa siz o zaman Edremit genelinde İşçi Partililerin koparacağı curcunaya bir bakın.

AKP’liler başta olmak üzere CHP ve MHP’lilerin İP’lilerden çekeceği var dersem mübalağa yapmış olmam sanırım…

Ne diyelim; kendisine de bol şans diliyoruz…

Yolu açık olsun…

NOT: Twitter’dan takip etmek için – “twitter.com/@okyondr”