10 Eylül 2013 Salı

ENSAR AYTEKİN: “KİMSE KİŞİSEL SİYASET YAPMASIN!”

Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde uzun yıllardır siyaset yapan, siyasetin genç sayılabilecek yüzlerinden Ensar Aytekin Haber İDA Gazetesinin sorularını yanıtladı. CHP tabanın arzu ettiği ön seçim isteğinden Hasan Özpolat ile arasında yaşanan kırgınlığa kadar birçok soruya cevap verdi.



2014 yerel seçimlerini nasıl yorumluyorsunuz?

Son 11 yılını iktidarda geçiren bir siyasi parti var karşımızda. Her seçimde oylarını arttırarak gelmişler. Ancak toplumdaki mutsuzluk, umutsuzluk her geçen gün artarak ciddi boyutlara ulaşmış vaziyette. Ekonominin bozuk olduğu, işsizlik rakamlarının gerçeği yansıtmadığı, sürekli olarak ayrışma ve çatışma politikalarının dillendirildiği bir yapı var. Şimdi biz CHP olarak toplumsal umudu nasıl yaratırız bunun çalışmasını yapmalıyız ve yapıyoruz. Bizim insanımız özellikle yerel seçimlerde klasik politik söylemlerin dışında adaya ve kadroya bakıyor. Böyle bir gerçek var. CHP’nin içerisinde son 15 yılını aktif siyaset yaparak geçirmiş birisi olarak şunu da net bir şekilde ifade etmek istiyorum; bu seçimlerde genel merkezinden en alttaki yönetim birimine kadar ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Halka umut verecek aday ve kadroları nasıl yaratırız bunun üzerinde çalışıyoruz. Daha önceki dönemlerde bildiğiniz üzere şöyle bir durum oluşurdu. Genel merkezde 3-5 yönetici oturur şurada şu burada bu aday olsun diyerek bir sonuca varırlardı. Burada halk yoktu, parti tabanının görüşü yoktu, partiye emek harcayanın hakkını alması yoktu. Şimdi artık bu değişti. Bunun değiştiğini geçtiğimiz günlerde İl Başkanımız ile yapmış olduğumuzu Genel Merkez ziyaretinde daha yakından gördüm.

Sayın Aytekin partinin il yöneticisi olarak en yetkili ağızlardan birisiniz ve parti tabanı özellikle merak ediyor. CHP adaylarını belirlerken ön seçim yapacak mı?

Bu konuda disiplinli bir çalışmadan bahsettik. Biraz açalım. Parti Meclisi aday ve kadronun belirlenmesi noktasında iki yöntemin özellikle üzerinde duruyor. Birincisi tüm üyelerle eğilim yoklaması, yani bir nevi önseçim, diğeri; Kamuoyu yoklaması yani sokakta anket yöntemi. Ancak bu yöntemler örgütlerin görüşleri alınarak uygulanacak. Bu iki yöntemin her ikisi de değerli ve önemlidir. CHP nin adaylarının hem halk tarafından hem de üyeler tarafından kabul görmesi esastır. Bu anlamda CHP açısında Edremit çok önemli bir yer. 5 beldesi ve 1 merkezden oluşan toplam 6 belediyenin birleşeceği devasa kent olacak. Balıkesir genelinde 4800 üyesiyle en fazla üyeye sahip bir ilçemiz. Yine Balıkesir’de sayısal anlamda en çok aday adayı Edremit’tedir. Örgütün talebi Edremit’te üyelerle eğilim yoklaması şeklindedir. Biz de örgütün görüşünü destekliyoruz. Genel merkez öncelikli yöntem olarak bunun notunu aldı. Tabi bu nihai karar değildir. Parti Meclisi bunu değerlendirip son kararını verecek. Karar bu yönde olursa nasıl uygulanacağı ile ilgili kısaca bilgi vereyim. Önceden takvim hazırlanacak ve listeler askıya çıkacak. Genel merkez ve ilden yöneticiler seçimleri yönetmek üzere yetkili olacak. Eğilim yoklamasının yapıldığı günde o salonda açık bir şekilde sayım yapılacak ve sonuçlar ilan edilecek. Sandıktan çıkan sonuç ne ise onu da mutlaka uygulayacağız. Konuyu bilgilendirmek için detaylı anlattım ama cevabım şudur; CHP’de aday partililer tarafından seçilecektir.

Bu aday belirleme yönteminin ardından aday adayları arasında bir küskünlük kırgınlık olabileceğine ihtimal veriyor musunuz?

Buna ihtimal vermek istemiyorum. Söz konusu kişisel çıkarlar değil partinin ve ülkenin geleceğidir. Ayrıca aday adayı arkadaşlarımızdan da sonuç ne olursa olsun bunu hazmedecek birikimde olduklarını biliyorum. Demokrasiye inanıyorsak bunu böyle görmeliyiz. Kim aday olarak sandıktan çıkarsa çıksın diğer aday arkadaşlarımız onun arkasında yumruk gibi duracaklardır.

Birde şunu sormak istiyorum. Aday adaylarından alınan ücretlerin yüksek olduğuna dair eleştiriler vardı. Katılıyor musunuz buna?

Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye’de 60 yıldır iktidar olamayan bir parti. Bu şu demek, CHP 60 yıldır iktidar desteği olmadan siyasi yaşamını sürdürüyor. Anti-emperyalist bir savaşla devlet kurmak ve 90 yıldır ayakta kalmak ciddi olaydır. Lafı şuraya getireceğim, bu partinin üyeleri hiçbir zaman sıradan üyeler olmamıştır. Yeri geldiğinde emekleriyle yani manevi olarak yeri geldiğinde kıyısında köşesinde biriktirdiğiyle maddi olarak partisine ve geleceğine sahip çıkmıştır. Bu dönem kadın ve gençlerimizden zaten ücret alınmıyor. Aday adaylarından alınan katkılarla bu seçim kampanyası yürütülecek. Gerçek duygularım böyle olmasa bile günümüz koşulları bunu zorunlu kılıyor. Yoksa 90 yıldır dimdik ayakta kalamazdık.

Edremit İlçe yönetiminin çalışmalarını nasıl yorumluyorsunuz?

Bende ilçe yönetimlerinde görev aldım. 2002-2007 yılları arasında sayman ve sekreter olarak görevlerim oldu. İlçe yöneticisi olmak zordur. Yalnız kaldığınız çok zaman olur. Birçok iş birkaç kişinin özverisiyle yürür. Mevcut yönetimdeki arkadaşları da başarılı buluyorum. Herhangi bir eksik görmediğimi belirtmek istiyorum.

Altınoluk Belediyesinin çalışmalarına dair görüşünüz nedir? Başarılı buluyor musunuz?

İktidarın kılıcın gölgesinde görev yapan bütün CHP’li belediyeler bana göre başarılıdır. Türkiye’de artık CHP’li bir belediye olmak ve o belediyeye başkanlık etmek cidden sıkıntılı bir hal almıştır. O arkadaşlarımızın her gece evlerine gittiklerinde “acaba bu sabah kapıyı polis mi çalacak?” korkusu içerisinde günler geçirdiklerini hepimiz biliyoruz ve bu demokrasi adına doğru değildir. İktidardan maddi destek almadan halkına hizmet götürme gayreti içerisinde olan ve bunda da ciddi bir şekilde başarılı olan CHP’li bütün belediyeler gibi Altınoluk’ta başarılıdır.

Gezi eylemlerine dair bakışınız nedir?

Türkiye’de toplum mayıs ayından önceki toplum değil. Bir ülkede baskı varsa o ülkede siz gençleri kontrol altında tutamazsınız. Burası Ortadoğu veya Arabistan değil. Türkiye’de baskı kurarsanız karşılığında devrimi görürsünüz. AKP faşizmi aslında bizzat devrime çağrıda bulunuyor, bizlerde buna cevap veriyoruz. Baskı devam ederse olayların bundan sonraki süreçte de gelişeceğini ve büyüyeceğini düşünüyorum. Körfez bölgesinde de özellikle Altınoluk’ta binlerce insan günlerce sokaklarda yürüdü meydanlarda özgürlük isyanını dile getirdi.

Aynı zamanda medya sektörünün de içerisindesiniz. Önce Körfez Gazetesinde yaşanan süreç nedir? Neden gazete alma isteğiniz oldu neden şimdi çoklu bir yapı içerisine geçtiniz?

Bildiğiniz üzere Körfez Gazetesi’ni dört yıl önce dört ortak devraldık. Aslında biz gazeteyi alma noktasında iki kişi yola çıkmıştık. Sayın Tümdeniz Çelebi’yle beraber böyle bir düşüncemiz vardı. Sonrasında iki değerli büyüğümüzle beraber dört ortak bu işin içerisine girdik. Gazeteyi aldığımızda hiç birimizin bu gazeteden maddi bir gelir beklentisi yoktu. Zaten hepimiz işimiz gücü olan insanlarız. Peki derdiniz neydi derseniz, kendi adıma derdim şuydu: Körfez’de gerçekten özgür, bağımsız ve tarafsız yerel bir gazetecilik olsun. Bazı gazeteler bu anlamda hareket ediyorlardı ama bizim dünya görüşümüze uygun değillerdi. Yani o süreçte hiçbir gazete sosyal demokrat, sol ve halkın bütün sorunlarını dile getiren bir yayın politikası belirlemiyordu. Bu niyetle işin içerisine girdik ve bir ekip kurduk. Arkadaşlara da yayın anlayışımızın bu olmasını istediğimizi belirttik. Olayın bu noktaya gelmesinde ise hem siyaset yapıp hem de medyanın içerisinde olmanın ciddi zorluklarını çektim. Bir haber yapıldığında sanki kasıtlı olarak yaptırıyormuşuz gibi bir algı oluşmaya başladı ve bu beni ciddi şekilde rahatsız etmeye başladı. Benim gibi diğer ortak arkadaşlarımızda bundan rahatsızlık duydular. Sonrasında ise 14 kişiden oluşan bir yapıya geçti gazete. Bende bu kişilerin içerisindeyim. Yakın zamanda bir yayın kurulu kuracağız ve gazete bu şekilde işlemeye devam edecek.

Geçtiğimiz günlerde eşinizin başkanı olduğu ADD Altınoluk Şubesi tarafından bir panel gerçekleştirildi ve CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce katıldı. CHP’nin Edremit ve Altınoluk’tan yöneticilerinin panelde yer almaması partililer ve paneli izlemeye gelenler tarafından eleştirildi. Nasıl yorumluyorsunuz?

Bu konuda çok şey söylenebilir ama sadece iki cümle kurmak istiyorum. Birincisi; Cumhuriyet Halk Partisinin genel başkanının temsilcisini yani CHP Grup Başkanvekilini karşılamamanın mazereti olmaz, olamaz. İkincisi; eğer bir eksiklik var ise, önce orada bir görev var bu yerine getirilir sonra da o eksik konuşulur. Sorumluluk sahibi kişiler şunu bilmelidir ki; CHP’de hiç kimse kişisel hırslarla, kişisel kaprisler ve egolarla siyaset yapmasın! Bunun herkese zararı olur.

Milletvekilliğine aday olmak istediğiniz konuşuluyor. Bu doğru mu?

Siyaseti illa bir yere aday olmak için yapmıyorum. Yaklaşık 15 yıldır partiye emek harcayan ve Halkın daha özgür ve demokratik bir ülkede ekonomik zorluklar çekmeden yaşamasını isteyen birisi olarak siyaset yapıyorum. Bu anlamda bu fikre katkı sunmak ve bunu icraat noktasına taşımak adına, örgütün onayı ile evet, milletvekilliğine tekrar aday olmayı düşünüyorum. Ama öncelikli olan önümüzdeki yerel seçimlerdir. Yönetici, üye, seçmen herkesin bu seçimden başarıyla çıkılması için çalışmasını diliyorum.

SOSYAL MEDYA SORULARI

(Sosyal medya aracılığıyla okuyucularımız tarafından gönderilen sorulardan bazılarını sizler için sorduk)

Her seçime olduğu gibi yerel seçime de aday olacak mısınız?

Önce şunu söylemek istiyorum ben her seçime aday olmadım. CHP Edremit İlçe Başkanlığının bir önceki döneminde adaylık durumum vardı ve son genel seçimler de milletvekilliğine aday adayı oldum. Her seçime aday olan arkadaşlarımızda mevcuttur bu anormal bir durum değildir. Partiye emeği geçen her üye durum ve koşullar itibariyle her kademeye aday olmakta özgürdür.

Hasan Özpolat’la ne zaman barışacaksınız? Sizin bu dargınlığınız partiye zarar veriyor biliyor musunuz?

Bizim Hasan Özpolat’la aramızdaki kırgınlık partiye bir zarar vermiyor, bunu ilk önce belirteyim. Bu iki kişilik bir meseledir, üçüncüsü yoktur.. Ayrıca benim kendisine kırgınlığım siyasi değil. Sebebi politik olsa da daha derinde insanidir. Şimdi bu kırgınlık Altınoluk siyasetine zarar mı vermiş? Hayır. Ben Ensar Aytekin olarak Altınoluk Belediyesi’nin bütün etkinliklerine katılmışımdır. Orada benim partimin belediye başkanlık makamı var. O Kurumun yaptığı her türlü faaliyete ben görevim gereği katılıyorum. Bahse konu kırgınlık iki kişi arasındadır ve insanidir öyle de kalması gerektiğine inanıyorum.

(Okay Önder’in sorusu) Parti tabanınız artık o kadar dolmuş durumdaki kimsenin kimseyle kırgın küskün olmasını istemiyor ve bir hedefe kilitlenme arzusu isteği görmek istiyor. Bu anlamda size zeytin dalı uzatılsa kabul eder misiniz?

Buna çok fazla girmek istemiyorum. O iki kişi arasında olacak bir olaydır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder