20 Ekim 2010 Çarşamba

SİYASİ İDEOLOJi

1950'li yıllardan sonra çok partili sisteme geçilmesiyle beraber,
siyasi ideolojilerde hep tartışılmıştır.

Aslına bakacak olursak, Türkiye'de sürekli gündemde olan "Temiz
Siyaset" özlemi de buradan gelmektedir.

Belli bir ideolojisi olmayan siyasi kurumlar, ülkeye yarar sağlamadığı
gibi aksine hep zararları olmuştur. Bu konuyu canlı olarakta
yaşadığımız bir süreçten de geçiyoruz aslına bakarsanız.

Türkiye'de siyaset kurumlarının içerisinde hep bir boşluğun olması da
bununla paralel bir durum zaten.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)'nin "Milliyetçilik-Ülkücülük"
temeline oturtulan ve 40 yılı aşkın süredir yürüttüğü bu siyasi
mücadeleye herhangi bir şekilde muhalif olmak ve eleştirmek söz konusu
olamaz. 1980 darbesinde büyük acılar yaşayan "Sağ" kesimin önemli bir
bölümünü oluşturmaktadırlar.

Saadet Partisi (SP)'nin "Milli Görüş-İslamcılık" sentezi üzerinden
yürüttüğü siyasi mücadelede, Türkiye'de belli bir dönem iktidarı ele
geçirmiş, daha sonra ülkenin temel yapı taşlarına uyum
sağlayamadığından! iktidar gücünü kaybetmiştir.

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)'nin "Demokrasi-Özgürlükçülük-Kürt
Milliyetçiliği" üzerinden yürüttüğü siyasi mücadelede, ülkenin iç
dinamizmi açısından kuşkular taşığı için sürekli "üvey evlat"
muamelesi görmektedir. Görmüş olduğu bu muamelede, belli kesimler
tarafından sürekli manipüle edilsede, manipüle edenler tarafından
haklılık payları olduğu yadsınamaz.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'nin "Sosyal Demokrasi" ilkeleri
üzerinden taviz vermeden sürdürdüğü siyasi mücadelede, yine 1980
darbesinde "Sol" kesim üzerinde büyük acılar yaşatmıştır. Gerçek
anlamda ve sağlam ideolojilerin, partilerin kökünü oluşturması belki
de en net bir biçimde CHP'de görülmüştür ki, 1980 darbesinde
kapatılmasına rağmen kuruluşunun 69.yıldönümünde 9 Eylül 1992
tarihinde yeniden açılmıştır.

Ve son olarak, 14 Ağustos 2001 tarihinde kurulan ve 3 Kasım 2002
tarihinde iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)'sine göz
atalım. Siyasi ideolojini "Muhafazakar Demokrasi-Ekonomik Liberalizm"
üzerine kuran AKP, iktidarda olduğu 8 yıl boyunca, siyasi ideolojisini
gerçek temellere oturtmanın ve bunu gerçek anlamda, sadece ve sadece
halk için uygulamanın hiçbir somut örneğini göstermemiştir.

Gerçek anlamda ideolojisi olmayan, lidere endeksli kurulan ve
çalışmalarını "iç-dış" güçler birlikteliğiyle yürüten partiler elbet
yok olmaya mahkumdurlar. Bu ve buna benzer olayları siyasi tarihimizde
çok net bir şekilde görmekteyiz.

20 Mayıs 1983 tarihinde kurulan Anavatan Partisi (ANAP)' de buna en
güzel örnek olarak siyasi tarihin tozlu sayfalarında yerini almışltır.
Görünen o ki, AKP'de siyasi ideolojisini tam olarak oturtmadığı,
lidere endeksli siyasi mücadele yürüttüğü ve "Yürütme!" görevini son
derece güzel bir şekilde sürdürdüğü için kendi sonunu da yavaş yavaş
hazırlamaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder