31 Mayıs 2012 Perşembe

PROMPTER VE ERDOĞAN

Başbakanın son zamanlarda yaptığı açıklamalardan sonra aklıma şu soru geldi; ‘biz bu adama bu kadar kızmakta haklı mıyız?’. Haklı olmasına elbette haklıyız da mevzunun daha farklı bir boyutu var. O boyutun ne olduğunu da bilenlerimiz zaten biliyor…

Peki nedir o boyut kısmı…

Başbakan Erdoğan’a ABD’den aldığı direktifleri Türkiye’de uyguladığı için muhalif olanların neredeyse tamamı ‘sövmek’ koşuluyla kızıyor. Haklı veya haksız oldukları konusuna değinmiyorum. Bana göre haksız değiller.

Başbakan’ın prompter vasıtasıyla yaptığı açıklamaların dışındaki söylemlerinin aslında bizi rahatsız etmediğini fark ettim. Dikkatini çekenler elbette olmuştur. Örneğin geçtiğimiz gün başbakanlık binasında THY grevi için sorulan sorulara prompter olmadan yanıt verdi. Söylemleri oldukça uysal ve samimi idi. Prompter olmadan söylediklerine bende katılıyorum. Ne demişti başbakan, ‘bu grev insanlarımıza bedel ödetmektir ve ben bunu savunmuyorum’… Mantıklı ve uysal bir açıklama. Başbakan’ın olağan söylemlerinin sertliğine alışkın olmadığımız için bu söylem hayli yumuşak ve iyi kalpli geldi.

Prompter olayı ise işin ABD boyutu. Belki komplo teorisi belki de gerçeğin ta kendisi. İşin bu kısmı da elbette tartışılabilir. Prompter üzerinden okunan cümleler işin ABD boyutu olduğunu (bana göre) bizlere net bir şekilde gösteriyor. Başbakan ne zaman prompter üzerinden açıklamalar yapsa (o olmadan konuşmuyor da diyebiliriz. Miting meydanları da buna dahil) memleket sathı gerim gerim geriliyor.

Başbakan’ın genç ve dinamik danışman ekibi, yapılacak konuşmayı enine boyuna tartışıp masaya yatırıyor. Söylemi ve gündemi başbakan değil, başbakanın danışman ekibi belirliyor dersek mübalağa etmiş olmayız diye düşünüyorum.

Peki bu genç ve dinamik danışman ekibi, başbakanın okuyacağı bu bilgileri neye göre hazırlıyorlar. Bu konuşmaların içerisinde ABD’den alınan direktifler var mı yok mu? Bunu insanlar merak ediyor. Yazdığım bu yazı bahsini ettiğim konu için benim komplo teorim olabilir. Gelin çıkın bu işin içinden çıkabilirseniz.

Yazıyı biraz bilinçli birazda işin sonunu kestiremediğim için yarım bırakıyorum, lakin mevzunun vahameti memleket nerelere götürür kestiremiyorum!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder